20 Nisan 2022 Çarşamba

Fark Et!

 65 dünya ülkesi,


Dünyanın istediğim tüm yerlerine ayak bastım.


İlk defa uzun soluklu yurt dışına gelmiyorum,


2008 yılında İtalya'da,


Daha sonra Slovakya'da yaklaşık 1 yıl kaldım.


İlk defa yerleşme amaçlı geliyorum.


Uzmanlık,


Koordinatörlük,


Genel Koordinatörlük,


Meclis'te Danışmanlık,


Bakanlıkta Danışmanlık,


Kendimi tekrar ettiğim anda yenilenme için harekete geçtim her seferinde.


Her yaptığım işte eş zamanlı olarak edindiğim kazanım ve tecrübeleri benden sonraki nesillere miras olsun diye konferanslarda anlatırken,


Bir taraftan da 3 kitap yazarak bir araya getirdim.


Tam kendimi tekrar etmeye başlamıştım ki,


Yol beni çekti.


40 gün oldu Brüksel'e geleli,


Nereden baksan her köşe başında bir tanıdık var diyebilirim,


Sokakta gezinirken simalar her geçen gün daha tanıdık geliyor.


Emin olun kimse kendi ülkesinin dışında yaşamak istemez.


Lakin memleket öyle bir hal aldı ki,


Her gün bir curcuna var.


Ben bu hareketliliğin içinde ömrümü kaybetmek istemediğimden belki de tercihimi yaptım.


Düşünsenize sabah uyandığınızda nasıl bir gündemin sizi beklediğini bilmiyor,


Yarına dair hiçbir plan yapamıyorsunuz,


Çünkü bir önceki gün A olan bir sonraki gün Z olabiliyor.


Denge ve tutarsızlıklar o kadar fazla ki sesini yükselttiğinde bir anda vatan haini ilan etme potansiyeline sahip özünde vatana hiçbir hayrı olmayan ama işte ahkam kesen zibidilerle karşılaşıyorsunuz.


Geldikten sonra her kesimden insanlarla sohbet ederken,


Durumun her geçen gün daha kötüye gittiğini duymak üzüyor.


Düşünsenize Türkiye'de insanların sadece %15'i pasaport sahibi yani dünyadan kopuk bir şekilde yaşayarak tükeniyor yaşamlar.


Bugün Brüksel'deyim,


Yarın kim bilir nerede,


Bir fincan kahve,


Önümde bilgisayarım,


Masamda geldiğim ülkeye dair öğrenme arzumu taşıyan notlarım,


Yazıyorum,


Okuyorum,


Dinliyorum,


Tanıyorum,


Öğreniyorum,


Ne coğrafya umursuyorum,


Ne de başka bir şey,


Sadece inandıklarımın peşinden gidiyorum.


Doğru bildiklerimi savunmak varken,


Doğru bildiklerimin karşısında savunamadıklarımın olduğu bir yaşam anlamsız geliyor.


Her güne aynı başlamak mı?


Yoksa her güne bir öncekinden farklı başlamak mı?


Sanırım mesele biraz daha bu.


Hiçbirimiz bir diğerinden zeki değiliz ya da şanslı değiliz.


İçimizde sadece daha cesurlar,


Ve, kendisine verilen zekayı geliştirme çabasında olanlar var.


Emin ol Steve Jobs'un garajı sende olsa ve gördüklerini görmüş olsan,


Ya da Elon Musk'a sunulanlar sana sunulmuş olsa,


Sen de çok farklı olabilirdin.


Hala geç değil.


Yaşının kaç olduğunun bir önemi yok.


Harekete geçerek kendi arayışını başlatman,


Ve, kendini bulman önemli olan.


Aslında geç kaldık dediklerimizin hiçbiri için geç kalmıyoruz,


Sadece cesaretimiz olmadığı için geç kaldığımızı düşünerek bilinç altımıza itiyoruz.


Bu yazıyı okuduysan sonuna geldiğine göre okudun!


Ya cesaretini ortaya koyacaksın,


Ya da bilinç altına iteceksin! 


Fark et! 


Önce kendini fark et! 


Beni sorarsan 66. ülkeye doğru yola çıkıyorum... 


19 Nisan 2022 Salı

Kendinin, aynadaki senin farkına var!

Vazgeçenlerden misin,

Yoksa vazgeçmeyenlerden mi?

Yaşamı düşünerek mi yaşayanlardansın yoksa düşünmeden yaşayanlardan mı?

Su birikintisinin yanındasın,

Yaşadığın coğrafyanın sana sunduğu nehrin, golün, denizin kıyısında mısın yoksa  okyanusun kıyısına ulaşabiliyor musun?

Doğdun,

Çocuktun,

Büyüdün,

Kim bilir belki de yaşlandın!

Kimimiz doğarken yaşlıdır,

Kimimiz ise yaş ilerledikçe gençleşir!

Hayalleri olanlar,

Hayallerini diri tutabilenler gençleşirken,

Peki ya hayal kavramını unutanlar,

Zaten yaşlanmışlardır!

Sevgilin oldu,

Evlendin,

Belki de çocuğun oldu!

Evlilik bir kısıt mı oldu yoksa hayallerini daha özgür bir şekilde kurman ve gerçekleştirmen için güç veren mi oldu!

Evlenmek,

Yaşam birleştirmek...

Bu kavramı anlamadan kararı vermemek gerek.

Birlikte uyumak,

Evde birinin olması,

Çocuk sahibi olmak vs bunlar hiçbir zaman mutlu kılan evlilik olmadı.

Peki ya mutluluğa ulaştıran evlilik? 

Ortak bir hedefe yürümek değil, 

Herkesin kendi hedeflerine yürümesi ve yürünülen yolda birbirini hayallerle beslemesi... 

Yaptığın iş,

Çalıştığın masa,

En büyük geliri kazanan olsan da,

Yaptığın işin seni beslemesi mi yoksa kazanç mı?

Her gün heyecanlandığın,

Hayal kurduğun,

Senin ruhunu besleyen bir işin varsa doğru yerdesin demektir, 

Monotonlaşmış, 

Birbirini tekrar eden, 

Senin gelişmeni sağlamayan bir işin varsa, 

Aslında ruhuna ıstırabı veriyorsun hepsi o kadar. 

Yaşamı anlamadan yaşayanlar, 

Ve, anlayanlar! 

Her günü bir öncekinin aynı olup mutluluk oyunu oynayanlar, 

Ve, mutlu olanlar!

Sıradanlaşanlar, 

Ve, sıradan olmayanlar! 

Hayal kuranlar, 

Hayal yoksunu olanlar! 

Sahi ya sen hangi kategorideydin! 

Kendinin farkına var, 

Mutluluk senin elinde ve sen mutluluk için sadece aynadaki seni görmelisin... 

14 Nisan 2022 Perşembe

Brüksel'e geleli 1 ay oldu...

 Bugün tam 1 ay oldu.


Size ait bir ülke,


Şehir,


Kurum,


Ev,


Size ait olan emekker ve yıllar.


Bir sabah uyanacaksın,


Sonra sen eşinin eşin senin gözlerine bakacak,


Sen bakarken,


Gözlerini açacak ve uykudan uyanacak oğlun,


Daha önünde kaç yıl olduğunu bilmediğin bir çocuk,


Benim, bizim yaşadıklarımızı çocuğuna yaşatmayı hakkın görmeyeceksin,


İyi şeyler yaptıkça,


Başarıdan başarıya koştukça hikayen güçlenirken,


Yol kat ederken,


Hiç ummadığın bir anda karşına çıkan liyakatsiz yönetim ve atama anlayışına ne kadar tahammül edebilirim diye sorgulayacaksın,


Ya karakterim ve hayallerim diyeceksin,


Ya da sıradanlaşmak ve sana ait olan ne varsa geride bırakmak diğerleri gibi yalakalık yaparak,


Tetikçi olacaksın,


Karakterin ve hayallerinin seni bugüne taşıdığını fark edeceksin,


Eşinin gözlerine baktığında,


Yaşadıklarını zaten bildiği için,


Konuşmaya gerek bile duymadan,


Sorgulamadan,


Kendinizi evi toplarken bulacaksın,


Zor imkansız denilene bir yürüyüş olsa da,


Senin için basit olan aslında çünkü daha önce de defalarca yapmış olacaksın,


Hayatı sıfırlamak,


Sil baştan başlamak seni korkutan bir şey olmadığından belki de,


Evlenirken aldığın eşyalar,


Sana ait olan evin,


Araban,


Ne varsa hepsini bir günde satacaksın,


Dilini,


İnancını,


Kültürünü bilmediğin bir coğrafyaya doğru hareket edeceksin,


Daha önce turist olarak gezme amaçlı gelmiş olsan da bu sefer durum farklı,


Çünkü hayallerini,


Emeklerini,


İnandıklarını beraberinde taşıyacaksın...


İşin,


Aşın neyse de aileni,


Sevdiklerini,


Hikaye toplarken karşılaştıklarını geride bırakacaksın.


Sonra bir zamana bakacaksın,


Geleli 1 ay olmuş diyeceksin,


Her gün sabah aynı stres,


Haksızlık,


Liyakatsizlik,


Ve, en önemlisi haklı olduğunu bildikleri halde susan insanların arasından bir anda yepyeni bir hikayeye ulaşmış olman,


En önemlisi yıllarca biriktirdiğin hikayelerine dokunuyor olabilmek hiçbir şekilde yalnız hissettirmeyecek,


Belki evin olmayacak,


Belki araban olmayacak,


Belki memleketindeki gibi bir yaşamın olmayacak,


Ama kendin, ailen ve çocukların için hayallerinin peşinden gitmiş olmak hiçbir gününü bir öncekine benzetmeyecek.


Zaten hep böyle olduğunu bileceksin,


Seni seven,


Seninle yol yürümek,


Hayatı paylaşmak isteyenler de zaten bundan dolayı eşlik etmedi mi?


Yol da kalanlar,


Geri de bıraktıkların da karakterinden dolayı değil miydi?


Anlaşılmak gibi bir derdin olmayacak,


Kul anlasa ne olur,


Anlamasa ne olur demeyi bileceksin!


Yalakalık yaparak bir yere varmak ve her gün vardığını kaybetmek yerine kendin olmayı tercih edeceksin,


Baba oldun mu zaten oğluna bırakacağın miras ne olacak sorusu seni bulacak!


O an işte temiz bir karakter ve hikaye toplarken kendini özgür hissettiği bir yaşam diyeceksin!.


Maddiyat mı?


Bırakmak isteyen bıraksın.


Sen onlardan olmayacaksın.


Dedelerin zaten yeterince maddiyat bıraktığından bırakılanın akıbetini en iyi sen bildiğinden umrunda olmayacak.


Yeni bir dil öğrenmeye başlayacaksın!


Hani oğlunla birlikte sende konuşmayı yeniden öğreneceksin.


Garip garip sesler çıkarırken bir anda sende kendini garip seslere eşlik ederken bulacaksın.


İlk kelimeyi hangimiz daha iyi çıkaracak diye heyecanlanacaksın.


Oğluna aldığın oyuncakların dilinin değişmesi bile heyecanlandıracak seni.


Gelirken ne iş yaparım,


Nasıl yaşarım diye çok fazla düşünmeyeceksin,


Bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da insan ilişkilerinin seni doğruya ulaştıracağını bileceksin.


Yüksek bir tepeye çıkıp şehir ışıklarını izler gibi uzaktan bakacaksın her akşam memleketine,


Ve, kendi yaşamlarının bile farkında olmadan soluk alanları gördükçe sadece üzüleceksin.


Elinden gelen olmayacak çünkü asırlık bir alışkanlıklar dizisi ve miras öyle hemen değişmez bileceksin.


Sadece sıradan olmaya kendini kaptırmamak için inandıklarınla birlikte yolculuğa devam edeceksin.


Hiç tanımadığın bir ülkede,


Tanımadığın bir şehirde,


Tanımadığın insanların arasında her gün kaybolacaksın,


Keşfettiklerinle öğrenmeye devam edeceksin...


Brüksel'e geleli 1 ay oldu....