12 Kasım 2017 Pazar

Sosyal Yoksulluk - BU ORTAK SORUNUMUZ İÇİN BİR DUYURUDUR.

BU ORTAK SORUNUMUZ İÇİN BİR DUYURUDUR.

Sosyal Yoksulluk,

Mavi Balina oyununu duydunuz mu?

Ya da Furkan, Osman, İbrahim, Can isimlerini duydunuz mu?

Bir oyun düşünün çocuklar, gençler oyunun içerisine giriyorlar,

Ve, siz hiçbir şekilde fark edemiyorsunuz,

Sonra intihar ettiklerinde acı gerçek ortaya çıkıyor.

Bir süredir yeni bir yolculuğun içindeyiz,

Haftalardır ülkemizin farklı bölgelerinde gençlerle buluşuyoruz.

Dijital dünyada milyonların içinde ama gerçek yaşamda yalnız olan insanları konuşuyoruz.

“Yaşamlar yaşıyoruz,

Bize aitmiş gibi duran ama aslında bize ait olmayan yaşamlar

Ya benzemek istiyoruz ya da benzetmek

Ne kendimizi,

Ne de kendimizin dışındakini;

Olduğu gibi kabul etmiyoruz

Tüketiyoruz,

Bize ait olan ne varsa bir bir tüketiyoruz

Bir yaşam var yaşadığımız; soluklarımızı içinde aldığımız

Bir de yaşam var hayallerimizde

Hayal ile gerçek arasında gidip gelirken yaşam bir solukta akıp gidiyor”

İnsan Yaşamına Dokunmak kitabının arkasında yazan cümlelerdi bunlar.

Dijital dünya bir hortum gibi etrafındaki herkesi içine çekiyor,

Bir tarafta benzemek bir tarafta benzetmek isteyenler,

Korkunç bir mücadele içinde insanlar.

Unuttuk bize ait ne varsa unuttuk!

Eskiden top oynayacak sahamız yoktu,

Arabaların geçişine aldırmaksızın yolun ortasında taşlardan kaleleri yapar saatlerce top oynardık,

Şimdi her yerde sahalar var,

Ama içinde oynayan çocuklar yok.

Çocuktuk,

Oyun alanları, parklar yoktu,

Kendi oyunumuzu kendimiz yapardık mahallenin sokaklarında,

Gazoz kapağı toplardık mesela,

Yere atılan kibrit kutularının kapaklarını toplardık mesela,

Rengarenk bilyelerimiz vardı bizim mesela ayakkabının topuğunu eskitmek pahasına çukurlar açar oynardık,

Okuldan aşırdığımız tebeşirlerimiz olurdu bizim,

Mahallede asfaltta seksek oynamak için,

Sonra hayatımıza bilgisayarlar girdi,

Ve, sokakları unutarak bir bir internet kafelerde daha sonra evlerimizde kilitledik kendimizi ekranların içine.

Duygularımız vardı bizim dolu dolu yaşadığımız,

Kalbimizde hissettiğimiz,

Uğraşmazdık başkalarının yaşamlarıyla,

Paylaşmak diye bir kavram vardı hayatımızda,

Sonra sosyal medya araçları çıktı,

İlk dönemini hatırlayın her şey güzeldi;

Unuttuğumuz çocukluk arkadaşlarımıza,

Mahallelerimizdeki güzel anıların parçaları insanlara,

Ortaokul, lise ve üniversiteden izini kaybettiğimiz arkadaşlarımıza ulaştık,

Buluşmalar gerçekleştirdik,

Anıların üzerinden geçtik,

Aradan yıllar geçmişti ama her şey aynıydı.

Sosyal medya; kendimizi göstermek istediğimiz,

Beğenilmek için çabaladığımız,

Kendimizden uzaklaşıp başkalarına dönüştüğümüz,

Benzemek ve benzetmek istediğimiz,

Bize ait olmayan hayatların içinde yaşadığımız bir sürecin içerisine hapsetti bizi.

Farkında olmadan yalnızlaştık,

Bir taraftan milyonlarca insanın içinde ama gerçekte etrafında kendinden başka kimse olmayan insanlar,

Herkesin mutlu görünmeye çalıştığı bir dünya,

Duygularımızı kaybettiğimiz,

Hissiyattan uzaklaştığımız bir süreç,

Dedim ya yeni bir yolculuğa çıktık,

Farklı bölgeleri geziyoruz,

Gençlerle bir araya geliyoruz ve Sosyal Yoksulluk kavramını konuşuyoruz.

Önceki gün İzmir’de Ege Bölgesi çalıştayına başlamadan önce katılımcılarla birlikte yemek yerken ekrana kitlendik,

Çünkü haftalardır her yerde konuştuğumuz Mavi Balina adlı oyun bir can daha almıştı.

Mesele sadece Mavi balina değil,

Dijital dünya her gün yeni insanları içine çekiyor ve hapsediyor,

Hayatta olduğunu zannettiğimiz ama özünde hayatta olmayan o kadar çok insan var ki etrafımızda,

Önümüzdeki günlerde 81 ilden gençlerle Konya’da Sosyal Yoksulluk Zirvesi gerçekleştireceğiz,

Çocuklar, gençler çok şey istemiyor,

Sadece birilerinin kendilerini dinlemesini istiyor,

Dinlemediğimiz vakit anlayamıyoruz,

Anlayamadığımız içinde ölümler karşısında çaresiz kalıyoruz.

Bir bir duyuru metnidir dedik ya;

Projemiz kapsamında ülkemizdeki tüm gençlere, insanlara ulaşamayız ama 14 Kasım Salı günü saat 19:00’da #SosyalYoksulluk hashtagei ile dinlenmek isteyen gençlerin, söyleyeceklerim var diyen gençlerin düşüncelerini öğrenebiliriz.

Öyle çok büyük amaçlarımız yok bizim;

Furkan, Osman, İbrahim, Can isimlerini duydunuz mu? Diye sordum ya sözün başında,

Biz, onların ölümlerine engel olamadık,

Ama belki bu bataklık dünyasının içinde olan ama bunun farkında olmayan bir gencin farkındalığını oluşturursak işte o zaman amacımıza ulaşmış olacağız.

#SosyalYoksulluk ile ilgili söyleyecek sözüm var diyen herkesi Salı akşam 19:00’da sosyal medyada paylaşım yapmak için bekliyoruz.