1 Nisan 2023 Cumartesi

Sen de Lo Bırak Be!

Lo bırak be!


Dedim anayasa dedi nerede?


Dedim vatandaşsın dedi defterder!


Dedim hak adalet!


Dedi lo bırak be!


Dedim Rençber Aziz!


Dedi tanırım!


Dedim toprağı yok!


Dedi bilirim!


Dedim vetan için!


Dedi ölürüm!


Hiçbiri bana ait değil bu sözlerin,


Çocukluğumun kulağımda kalan sözcüklerinden!


Bizim oralardan olanlar bilir cümleleri,


Bilir bu sözcükleri peşi sıra dizenleri,


En çok da bu yüzden ağzımızda sakız olmuştur lo bırak be!


Esiriyim sözcüklerin,


Seviyorum ipe boncuk dizer gibi sözcükleri kullanmayı,


Her seferinde yeni bir tespih yapıyormuşum gibi geliyor,


Hiçbirinin taşları birbirine benzemiyor,


En çok da bu yüzden sözcüklerden oluşan bir koleksiyon yapıyorum.


Biliyorum,


Bunalımdasın,


Ne içindekini yaşayabiliyorsun,


Ne de dışındaki olabiliyorsun,


Her gün aynı noktadan gökyüzüne baktığın için başka bir yerde gökyüzü yok diye düşünüyorsun,


Sanki bir an uzaklaşsan yerini bir başkası kapacak ve bir daha gökyüzünü göremeyecekmişsin gibi geliyor,


Kaderimiz buymuş bizim diyorsun,


Ne yapalım Allah böyle yazmış diyerek kendini kandırıyorsun,


Allah’ı neden karıştırır insan her seferinde anlamak zor,


Kararları veren sen,


Tercihleri yapan sen,


Cesaret göstermeyen,


Her gün aynı noktadan gökyüzüne bakan,


Bir adım bile atmaktan üşenen,


Dayatılana boyun eğen,


Kendini yaşama kapatan sen!


Ama kaderi yazan Allah!


Lo bırak be!


Kader diyerek sürekli sığınak arayanın bakacak bir gökyüzü olmaz,


Baksa bile gördüğünün farkını ayırt edemez!


Mesela sen bulunduğun yerde fark edilmeyi beklerken,


Belki de asıl fark edileceğin yer hiçbir zaman bulunduğun yer olmadığı için fark edilmiyorsundur,


Tek bir defa yerini değiştirdiğinde fark edileceğini bilsen,


Sürekli olarak aynı noktada zıplayıp ben buradayım demek,


Peki ya aslında meselenin oraya bakan kimsenin olmadığını görmemek!


Mükemmel zannettiklerinin özünde mükemmel olmadığını ve seninle aralarındaki temel farkın bulundukları yeri değiştirmek olduğunu gördüğün an değişim sarmalının içine giriyorsun,


Aramakla hiçbir şey bulamazsın!


Sen kendini geliştir,


Kendin için emek ver,


Aradığın ne varsa zaten hepsi seni bulur!


Hayattaki en büyük mahkumiyet vazgeçememektir!


Vazgeçmeyi becereceksin!


Bu işi bırakırsam ne olur,


Bu itirazı yaparsam ne olur,


Eşimi bırakırsam ne olur,


Ülkeden ayrılırsam,


Şehrimi değiştirirsem,


Sürekli olarak ne olur sorusunu yaşamak yerine önce emin olacaksın,


Engel olarak gördüğün ne varsa onlar olmasa da hiçbir değişen olmazdı!


Çünkü en büyük engel kişinin kendisidir!


Çocuğum olmasa şunu yapardım,


Annem babam karışmasa neler yapardım neler,


Evli olmasam var ya!


Hiçbir şey değişmezdi!


Engel sensin,


Senden başkası değil…


Zihin yapısı enteresandır insan evladının!


Sığınaklara tutunarak kendini uyutma özelliğine sahiptir!


Afyona ihtiyacı yoktur insanın,


Kendi kendisini uyuşturan bir varlık özelliğine sahip olması teslimiyetçi olmasının temelinde yatandır!


Asıl teslim olması gerekene teslim olanın yaşama dair sığınak arayışı yoktur,


Ne olacak,


Senin olan kaybetmemen gereken tek gücün zamanken,


Zamanı kaybedeceksin,


Ve, zamanın dışındakilere kendini hapsedeceksin!


Dünya anlaşılmadan yaşanacak bir hayat değildir,


Önce anlayacaksın,


Anladığını anlamlandıracaksın,


Anlamlandırdığını yaşayacaksın!


Her gün aynı insanlarla aynı sohbetleri etmek sıkıcı değil mi?


Yerini bir terk et,


Şöyle bir uzaklaş,


Aradan 10 yıl geçsin,


Sonra ayrıldığın yere geri dön,


Değişen hiçbir şey olmadığını yerinde kalanların esprilerinin,


Dedikodularının,


Sohbetlerinin konusu bile değişmez!


Sen, oradan ayrılmadığın müddetçe o değişmeyenin içinde sende olacaksın!


Haydi bir soluk al!


Bu gece bu kadar yeter,


Ben biraz daha yerimi değiştirip Flemenkçe çalışmaya devam etmeliyim,


Yerimi değiştirdiğim için tanıştığım insanlarla daha çok sohbet etmek için hiç tanımadığım sokaklarla ve o sokakların insanlarıyla tanış olmak istiyorum!

Sen de Lo Bırak Be!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder