8 Mart,
Şiirin
yüceltilenidir Kadın,
Hep
ulaşılmaz olandır,
Sonsuz
manalar yüklenendir,
Tarih
boyunca bu hep böyle olmuştur,
Habil ile
Kabil’in mücadelesindeki ilk kanın döküldüğü günde bile yüceleştirilen kadının
paylaşılamaması vardır,
İnancın
özünde de yaratıcı tarafından kadına verilmiş olan kutsal bir değer vardır...
Beyrutlu
yazar Khalil Cibran 18 yıl boyunca görmeden kalbinde yaşattığı kadını yazdığı
mektuplarıyla ölümsüzleştiriyor,
Praglı
Franz Kafka Milena’ya yazdığı mektuplarla aşık olduğu kadını asırlar sonrasına
taşıyor,
Salvador
Dali’yi eserleriyle ölümsüzleştiren, paha biçilmez sanat eserlerinin ortaya
çıkmasını sağlayan eserlerinin derinliğine gizlediği kadın ve o kadına duyduğu
aşktır,
Ahmet Hamdi
Tanpınar yanında olmayan kadına dair arayışlarını şiirine yansıtarak ilhamını
yine kadından almıştır,
Şairlerin,
edebiyatçıların dünyasına girdiğiniz vakit ölümsüzleştirenin ve kendisinden
sonraki çağlara ulaşmasını sağlayanın hep kadın olduğunu görürsünüz...
21. yüzyıla
geldiğimizde geceden beridir alışveriş merkezleri ve mağazalardan gelen
‘Yaşasın Kadınlar’ mesajlarıyla mail kutuları ve cep telefonlarının mesaj
kutuları dolmuş durumda bu asırda şairin edebiyatçının yerini daha çok
mağazalar aldı gibi...
Zamanın
içinde hep derinlerde kutsallaştırılan kadının gerçek Dünya içerisindeki
karşılığına baktığımızda ise korkunç bir tablo çıkıyor karşımıza,
Ne
şiirdeki,
Ne
edebiyattaki,
Ne de
mağazalardan gelen mesajlardaki gibi durum,
Bu belki de
‘’insanerkeğinin’’ çelişkisi hayal olanın içinde ulaşılmaz olan kadını gerçek
yaşamda ise geri planda tutmak ve yer vermemek için sürekli bir direniş...
İstihdam,
işgücüne katılım, işsizlik, şiddet, internet kullanımı, yönetici olarak görev
alma oranlarında Dünya’da hangi ülkede kadının rolü ne diye baktığımızda durum
çok vahim,
Özellikle
bizim bulunduğumuz coğrafyayı da kapsayan orta doğuya doğru geldiğimizde ise
Bölge içerisinde yaşanan olaylarla birlikte yedi başlı masal ejderhalarından
yine en çok kadınların etkilendiği görülüyor...
Bugün 8
Mart Dünya Kadınlar Günü,
159 yıllık
bir geçmişi olan bir sürecin başlangıcı bugün,
Tarihler
1857 yılını gösterdiğinde, New York’ta bir tekstil fabrikasında çalışan
kadınlar ‘düşük ücret, uzun çalışma süreleri ve gayri insani ortama’ karşı
başkaldırmışlar...
Kadınların
‘hak arama’ savaşı o tarihten beri sürüyor. New York’ta tekstil işçisi
kadınların bir asrı aşkın bir süre önce, 8 Mart’ta attığı ilk adım, 53 yıl
sonra, 1910’da Kopenhag’da toplanan ‘Uluslararası Kadın Konferansı’nda ‘Dünya
Kadınlar Günü’ olarak ilan edilmiş.
Ama
savaşılan eşitsizlikler sona ermemiş.
1975
yılında ise, 8 Mart’ın ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak kutlanmasını Birleşmiş
Milletler de benimsemiş...
Amerikalı
tekstilci kadınların yaktığı meşalenin dünyayı sarması böyle gerçekleşmiş...
Kadının
elde etmeye çalıştığı coğrafyalar, sınırlar, şehirler, kültürler, inançlar
değişse de hep aynı kendisine ait olan hakları kullanmak ve insan kelimesinin
hem kadını hem de erkeği kapsadığının ‘insanerkeği’ tarafından da anlaşılmasını
sağlamak...
Dünyadaki nüfusun
%47,9’unu kadınlar oluşturuyor.
Adaletini
tükettiğimiz bir Dünya’nın içinde adaleti kadın ve erkek eşit temelinde
sağladığımız vakit eminim Dünya daha yaşanılabilir ve adil bir Dünya olacak...
İnsankadını
eşitlik istiyor,
İnsanerkeği
ise bunu içine sindiremiyor,
Sinmediği
içinde bir tarafta yere göğe sığdırılamayan kadın diğer tarafta sığınacak yer
arıyor...
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve özünde Kadının eşitlik arayışı
içerisinde bir sembol bu vesileyle tüm Kadınları Dünya Kadınlar Günündeki haklı
hak arayışlarından dolayı tebrik ediyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder