8 Mart 2016 Salı

8 Mart.

8 Mart,

Şiirin yüceltilenidir Kadın,

Hep ulaşılmaz olandır,

Sonsuz manalar yüklenendir,

Tarih boyunca bu hep böyle olmuştur,

Habil ile Kabil’in mücadelesindeki ilk kanın döküldüğü günde bile yüceleştirilen kadının paylaşılamaması vardır,

İnancın özünde de yaratıcı tarafından kadına verilmiş olan kutsal bir değer vardır...

Beyrutlu yazar Khalil Cibran 18 yıl boyunca görmeden kalbinde yaşattığı kadını yazdığı mektuplarıyla ölümsüzleştiriyor,

Praglı Franz Kafka Milena’ya yazdığı mektuplarla aşık olduğu kadını asırlar sonrasına taşıyor,

Salvador Dali’yi eserleriyle ölümsüzleştiren, paha biçilmez sanat eserlerinin ortaya çıkmasını sağlayan eserlerinin derinliğine gizlediği kadın ve o kadına duyduğu aşktır,

Ahmet Hamdi Tanpınar yanında olmayan kadına dair arayışlarını şiirine yansıtarak ilhamını yine kadından almıştır,

Şairlerin, edebiyatçıların dünyasına girdiğiniz vakit ölümsüzleştirenin ve kendisinden sonraki çağlara ulaşmasını sağlayanın hep kadın olduğunu görürsünüz...

21. yüzyıla geldiğimizde geceden beridir alışveriş merkezleri ve mağazalardan gelen ‘Yaşasın Kadınlar’ mesajlarıyla mail kutuları ve cep telefonlarının mesaj kutuları dolmuş durumda bu asırda şairin edebiyatçının yerini daha çok mağazalar aldı gibi...

Zamanın içinde hep derinlerde kutsallaştırılan kadının gerçek Dünya içerisindeki karşılığına baktığımızda ise korkunç bir tablo çıkıyor karşımıza,

Ne şiirdeki,

Ne edebiyattaki,

Ne de mağazalardan gelen mesajlardaki gibi durum,

Bu belki de ‘’insanerkeğinin’’ çelişkisi hayal olanın içinde ulaşılmaz olan kadını gerçek yaşamda ise geri planda tutmak ve yer vermemek için sürekli bir direniş...

İstihdam, işgücüne katılım, işsizlik, şiddet, internet kullanımı, yönetici olarak görev alma oranlarında Dünya’da hangi ülkede kadının rolü ne diye baktığımızda durum çok vahim,

Özellikle bizim bulunduğumuz coğrafyayı da kapsayan orta doğuya doğru geldiğimizde ise Bölge içerisinde yaşanan olaylarla birlikte yedi başlı masal ejderhalarından yine en çok kadınların etkilendiği görülüyor...

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü,

159 yıllık bir geçmişi olan bir sürecin başlangıcı bugün,

Tarihler 1857 yılını gösterdiğinde, New York’ta bir tekstil fabrikasında çalışan kadınlar ‘düşük ücret, uzun çalışma süreleri ve gayri insani ortama’ karşı başkaldırmışlar...

Kadınların ‘hak arama’ savaşı o tarihten beri sürüyor. New York’ta tekstil işçisi kadınların bir asrı aşkın bir süre önce, 8 Mart’ta attığı ilk adım, 53 yıl sonra, 1910’da Kopenhag’da toplanan ‘Uluslararası Kadın Konferansı’nda ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak ilan edilmiş.

Ama savaşılan eşitsizlikler sona ermemiş.

1975 yılında ise, 8 Mart’ın ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak kutlanmasını Birleşmiş Milletler de benimsemiş...

Amerikalı tekstilci kadınların yaktığı meşalenin dünyayı sarması böyle gerçekleşmiş...

Kadının elde etmeye çalıştığı coğrafyalar, sınırlar, şehirler, kültürler, inançlar değişse de hep aynı kendisine ait olan hakları kullanmak ve insan kelimesinin hem kadını hem de erkeği kapsadığının ‘insanerkeği’ tarafından da anlaşılmasını sağlamak...

Dünyadaki nüfusun %47,9’unu kadınlar oluşturuyor.

Adaletini tükettiğimiz bir Dünya’nın içinde adaleti kadın ve erkek eşit temelinde sağladığımız vakit eminim Dünya daha yaşanılabilir ve adil bir Dünya olacak...

İnsankadını eşitlik istiyor,

İnsanerkeği ise bunu içine sindiremiyor,

Sinmediği içinde bir tarafta yere göğe sığdırılamayan kadın diğer tarafta sığınacak yer arıyor...

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve özünde Kadının eşitlik arayışı içerisinde bir sembol bu vesileyle tüm Kadınları Dünya Kadınlar Günündeki haklı hak arayışlarından dolayı tebrik ediyorum...
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder