24 Mayıs 2019 Cuma

Simsor’un Cabir Hocası - Dayım...

Simsor’un Cabir Hocası,

Bingöl’ün İl İzci Kurulu Başkanı,

Yusuf Beyin oğlu,

Dayım,

Beylik almakla değil vermekle olur diyen bir karakter,

Çocukluğumda her seyahate çıktığında dört gözle yolunu gözlediğimiz,

Çünkü her geldiğinde bize getirdiği hediyelerle yüzümüzü güldüren Dayım,

Entellektüel birikimiyle, sohbetiyle bir defa bile otursanız sizde iz bırakarak etkileyen bir derinlik,

Hani siz Ahmet’i hep yaptıklarıyla, başardıklarıyla, topladığı hikayelerle, dokunduğu yaşamlarla tanıdınız ya,

İşte beni ben yapan,

İzcilik nedir,

İzcilik nasıl olur,

Bingöl’ün çocukları, gençleri izci olmalı Bingöl’ün dışındaki dünyanın bir parçası olmalı diyen dayım,

Sadece Yeğeni olduğum için değil içinde arzu istek olan bir genç olduğum için yaşamına dokunduğu gençlerden biri oldum,

Hiç maaşını aldığına şahitlik etmedim,

Her ay maaşı yattığında Simsor’un, Bingöl’ün gençlerinden okumak isteyen, yol yürümek isteyenlere dağıtan Cabir Hocamız,

Hiç evlenmedi,

Çocuğu yoktu,

Ama binlerce genci çocuğu gibi sahiplenmiş,

Yaşamlarına girmiş,

Başarılarıyla hep gururlanmıştı,

Yaşadığı gururu da hep kendi içinde yaşayan,

Yaptıklarını kimseye göstermeyen Dayım,

Ben, onun çocuklarından sadece bir tanesiydim,

Derinliği, yaşama bakışı, insanları seven hali, sadece dost biriktiren ve çoğumuzun başaramadığını başararak dostlukluklarını zamanın ötesine taşıyan Cabir Hocam,

Dost biriktirmek, insan biriktirmek, insana değer vermek nasıl olur hep izlerken gıpta ettiğim bir özelliğiydi,

Çocukken annemin köyü Simsor’a gittiğimizde kendimizi Cabir Hocanın yegeni diye tanıtırdık ve bu bize ayrı bir gurur verirdi,

Çünkü Cabir Hoca sadece Yusuf Beyin Oğlu olduğu için değil öğretmenlik mesleğiyle, duruşuyla, karakteriyle gönülleri fethetmişti,

Zamanın içindeki olması gerektiği gibi her şeyi yaşayan ama bunu yaparken de insanlara bunu anlatmayan bir adam,

Günde 5 vakit namaz kılan,

Ama kıldığı namazdan aynı evin içinde bile yaşayanların haberdar olmadığı,

Sadece Allah rızasını gözeten hani çağın Müslümanları gibi ben namaz kılıyor, ibadet ediyorum diye göstermek için değil yaşamak için yaşayan Cabir Hocam...

Hayatımda hiç bu kadar zorlanmadım,

Sabah Ayşenur uyandırdı İhsan Abiyi bıçaklamışlar diye,

Gözyaşı dökerek çıktım evden,

Morgda ilk defa bir ölü gördüm,

Sanki hiç ölmemiş gibi orada yatıyordu,

Dokunsan uyanacak gibi,

Sonra babamı aradım gün boyu hep, öğleden sonra telefona tekrar sarıldım,

Sanki Bingöl’de de bir şey olacakmış gibi korkuyla,

Bu sefer babam kefenliyoruz dedi,

Dostu kefenlemek,

Giden Cabir dayımdı,

Çocukluğum,

İlk katıldığım izci kampı,

Başucundan eksik olmayan kitapları,

İnsanların yaşamına dokunması,

İnsana verdiği özgüven duygusuyla yaşamımdaki rolü,

Sonra bir tek bana değil gücünün sonuna kadar herkese ettiği abiliği ile zamanın içindeki hikayelerimiz geldi gözümün önüne bir bir dokundum hepsine,

Zor gerçekten zor,

Ama asıl zor olan ise bugün içinde Allah aşkını sonuna kadar yaşadığını bildiğim iki insan birlikte göçtüler bu dünyadan,

Cabir Hoca,

Simsor’un Cabir Hocası,

Bingöl’ün İl İzci Kurulu Başkanı Dayım,

Sessizce göçtü gitti aramızdan,

Yarın sabaha hepimiz biraz daha eksik uyanacağız ama bildiğim,

Yaşamına dokundukları,

Yaşamı boyunca çocukları olsa ancak bu kadar sahiplenirdi dediğim,

Ben dahil,

Bizler yaşamımıza kattıklarını her yerde anlatmaya devam edeceğiz,

Simsor, Bingöl, İzcileri, Dostları, eğitim camiası, hiç tanımadığı Bingöl’e ürkerek gelen ama Cabir Hocayla tanıştıktan sonra Bingöl’den ayrılmak istemeyen insanlar,

En önemlisi de biz,

Ailesi olarak Cabir Hocasız kaldık,

Allah mekanını cennet eylesin Dayım,

İnşallah senin gibi bir Dayı olmak Umut Baran’a bize de  nasip olur...

Cabir Hoca işte,

Geldi,

Ve, bıraktığı izlerle gitti...


1 yorum:

  1. Benim için çok değerli, sonderece anlamlı ve duygusal bir yazı. Cabir lideri rahmet ve saygıyla anıyorum. Allah gani gani rahmet eylesin. İmkanı varsa telefonla görüşmüşelim

    YanıtlaSil