25 Aralık 2024 Çarşamba

Bu bir eleştiri yazısı değildir. Bir memleket sevdası yazısıdır! Bir de asgari ücreti ben yazayım...

Kimisi yazdı, çizdi,

Kimisi ise sadece içinden konuştu.

Bir de asgari ücreti ben yazayım,

Memuriyete ilk başladığım yıl 2010,

Asgari ücret ne kadardı?

Öyle dedelerimizin,

Babalarımızın zamanında değil,

Bizim zamanımızda şöyle bir 15 yıl gerisine gidiyorum fazla değil,

599 Lira 12 Kuruş,

Yani 15 yılda 36.9 kat artmış,

Bu sürede enflasyon ne kadarmış?

Yaklaşık %1475,

Bugün asgari ücret ne kadar oldu?

22.104 TL.

Haydi bir hayal kuralım,

Yıl 2010'a hep birlikte geri dönelim,

O günün Türkiyesinde,

Asgari ücretin 22.104 TL olduğunu düşünelim,

Bugün itiraz edilen rakam o gün nasıl da büyük görünüyor değil mi?

Para aynı para ama her geçen gün değerini kaybediyor.

Asgari ücretin ne kadar olduğu mu önemli yoksa paranın alım gücü mü?

599 Lira 12 kuruş ile alabildiklerimizi acaba 22.104 TL’ye alabiliyor muyuz?

Bu süreçte ne oldu da 36.9 kat artan asgari ücretle o gün alabildiklerimizi alamaz oldu toplum!

Siyasette yükseltenlerin yerini,

Siyasette rakip görenler aldı!

Niteliğin yerini nicelik aldı!

Bir oda da 1 kişinin yapacağı işi 40 kişi yapmaya başladı,

Sayı 40'a çıkınca herkes top döndürmeye başladı,

En nihayetinde iş ortada kaldı herkes maaşını aldı!

Makamlar siyasetten geçse de siyasetin kendisine yakın olan içerisinden liyakati sağladığı bir süreçten,

Siyasetin keyfi kararlarına dönüştü!

Yani mesela birini Belediye Başkan adayı yaptılar sonra seçimi kaybetti,

Halk seni seçmedi ama sen değerlisin diyerek hiçbir yeterlilik gözetmeden Genel Müdür yaptılar,

Müsteşar ol dediler oldu,

Görevden aldılar Bakan Yardımcısı yaptılar,

Bakan Yardımcılığından aldılar madem iyiydi niye aldılar,

Seni biz rektör yapalım dediler,

Baktılar rektörlüğe şartları yetmiyor,

Yasa değişti,

Sonra sen geri gel Bakan ol dediler Bakan oldu!

Her bir Bakanlığı ayrı bir şirket gibi düşünürsek,

Gelen yöneticinin Bakanın en doğal hakkıdır ekibini kurmak!

Lakin ekibi nasıl kurarsın önce kurumu tanırsın,

İçeriden olsan tanımaya gerek yok tabi ki ama dışarıdan olunca,

Toplama bir şekilde Bakanlığı tanımayan,

Bilmeyen oradaki kültüre hakim olmayan,

Kurum içerisinde Uzman Yardımcılığı veya Memurluktan başlayıp kazıya kazıya Daire Başkanı olmaya çalışan birinin başına hiç emek vermemiş birini getirip al yönet dediğin vakit yönetemez!

Her Bakan değiştiğinde ilgili Bakanlığa bakın hemen bir atama furyası başlar,

Emin olun iktidar değişse bu kadar çok bürokrat değişmez,

Her Bakan değiştiğinde keskin bir kılıç ortaya çıkıyor,

Ne çıkarsa önüne biçiyor!

Sonuç mu?

Asgari ücret 36.9 kat artıyor.

AK Parti ne zaman iktidara geldi?

2002,

Yıl kaç 2024!

Gençlik açısından bir örnek; Gençlik ve Spor Bakanlığı 81 ilde çalıştaylar yapıyor!

Sözüm ona Gençlik Vizyon Belgesi hazırlanıyor!

Bir salonda yüzlerce genç,

Hepsi bir arada!

Yeni iktidara gelmiş bir parti için bu normaldir de!

22 yıldır iktidar da olan bir parti Gençlik Vizyon Belgesini hazırlamadı mı bugüne kadar diyeceğim!

Yıl 2007 Murat Başesgioğlu Gençlik ve Spor’dan sorumlu Gençlik ve Spor Bakanıydı Ankara’da çalıştay vardı ben katıldım,

Yıl 2009 Faruk Nafiz Özak Gençlik ve Spor Bakanıydı Göl Başında Sivil toplumun tüm temsilcileriyle bir araya geldik,

81 ilden temsilciler vardı ben yine katıldım.

Gençliğin neye ihtiyacı var hiç çalıştay yapmanıza gerek yok!

Ben size hemen özet geçeyim;

1- 36.9 kat artmayan bir asgari ücrete,

2- Nitelikli eğitime,

3- Asgari ücret ne kadar olacak, geçinebilecek miyim diye düşünmeden emeğinin karşılığını alacağı istihdama,

4- Sınavlardan sonra bir de üzerine referans aramak zorunda kalmamaya.

Gerisini zaten kendisi halleder!

İnsan özelinde bir genç emin olun cebindeki para kadar düşünür ve çalışabilir.

Bir öğretmen akşam eve giderken geçinmeyi düşünüp kafayı yastığa rahat koyamıyorsa siz öğretmenden verim alamazsınız,

Doktor hastaya bakamaz,

Mühendis proje üretemez,

İşletmeci işletemez,

Sistem her yerden çökmeye başlar.

Eleştirmek kolay tabi ki!

Peki ya çözüm;

Önce planlama ve planlamada liyakat!

Devlet Planlama Teşkilatı fabrika ayarlarına geri dönecek!

Gıpta ederek karşısına her gittiğimiz de 1 TL bütçe bile almak için kendimizi anlatmak için çabaladığımız,

Toplumsal menfaati ortaya koyduğumuz ve karşımızdaki Uzman Yardımcısının zamanı geldiğinde önce Uzman sonra Daire Başkanı olacağını bildiğimiz anlayışla,

Siyasete yeri geldiğinde karşısındaki Bakan da olsa dur orada diyebilecek anlayışa geri dönülecek!

Bakanlıklara bakın koltukta olanların öncelikli derdi bu Bakan giderse yerine kim gelir diye hesap yapmaktan iş yapamayanlarla dolu!

Siyasetle gelen siyasetle gider!

Türkiye için,

Memleket için 36.9 kat artmış asgari ücrete rağmen insanlar geçinemiyorsa geçinebilmeleri için ne yapacaksın!

Liyakati esas kılacaksın!

Devlet Planlama Teşkilatında şuraya bir ulaştırma yatırımı yapılacak diye bir talep konuşulduğunda,

Sayın Bakanım o proje olmaz diyen Ulaştırmadan sorumlu Daire Başkanını örnek vereyim,

Sonra bugün kaç Daire Başkanı,

Kaç personel,

Kaç Genel Müdür bir üstüne hayır diyebiliyor sorayım!

Bürokrat olan Bakana beni de atayan seni de atayan aynı irade der noktasında,

Hesap kitap yapan yapana!

Bugün 36.9 kat armış asgari ücret yaşadığım ülkede kaç kat armış diye bir baktım 2010 yılından 2025 yılına kadar;

1.41 kat yani 2 katına bile çıkmamış!

Yazık değil mi kardeşim!

Memleketin çocuklarına,

Gençlerine,

Geleceğine,

Bugün hala doğmamış olanlarına yani yarın doğacak olanlarına yazık değil mi?

Bir salona 10000 kişi doldurup memleket benimle diye inanırsan,

Farkında olmazsın senin salonda beraber olduklarının kat ve kat fazlası bir bir ülkeni terk ediyor,

Başka ülkelerin kalkınmasına,

Gelişmesine ve sektörel büyümesine katkı sunuyor!

Hepsinin ortak derdi nedir biliyor musun?

Giderken geride bıraktıkları aileleri,

Onları da alıp gitseler geriye hiçbir şey kalmayacak!

Bu bir eleştiri yazısı değildir.

Bir memleket sevdası yazısıdır!

Mesele asgari ücretin artması değil,

Mesele paranın değerli olması,

Para değerini kaybediyorsa bugün 36.9 kat artmış olan yarın 136 kat artsa ne olacak yine yetmeyecek,

Yine insanlar geçinemeyecek!

Memleketin üretken ve dinamik beyinlerine bir izin verin,

Oturdukları koltuklarda farklılıklarıyla memleket için çalışsınlar,

14 yıla yakın kamuda çalıştım,

1 gün bile kimsenin siyasi düşüncesini merak etmedim,

Neci olursa olsun bana ne!

İçinde memleket sevgisi var mı?

Farklılıklarıyla bir araya gelebiliyor muyum?

Birlikte çalışabiliyor muyum?

Benden farklı düşünüyor mu buna baktım!

Herkesin birbirine benzediği ya da benzetildiği yerde ne üretim olur ne de kalkınma,

Sürekli bana benzeyen veya kendime benzettiklerimle bir arada olursam sadece geriye giderim!

Ne benzedim,

Ne de benzetilmeye müsaade ettim,

En son dayanamadım memleketi terk ettim!

Her gün bir defa memlekete şöyle bir dönüp uzaktan bakıyorum,

Bir şeyler değişsin diye ümit ediyorum,

Asgari ücret 36.9 kat artmış ama değişen özünde hiçbir şey yok!

Bu yıl 30.000 Lira olsun denilen asgari ücret gelecek yıl olacak!

Bu yıl olsun denilen önümüzdeki yıl da yetmeyecek,

O vakit değişmesi gereken belli,

Biz, bir yerde hata yapıyoruz diyerek bir kendimize bakmak,

Dünyayı yakalamanın yolu insanların özgürce düşünmesinden geçer,

Herkes cebindeki para kadar düşünür ve beyni rahattır,

Paran yoksa cebinde değil düşünmek düşünmemek için kendini uyutur durursun!

Sonuç mu asgari ücret artmış sizce mesele ne kadar olduğu mu?

Yoksa ne kadar değerli olduğu mu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder