Birazdan kalkacak
martı,
Gökyüzünde
süzülecek çelikten kanatlarıyla,
Uçacak,
Uçacak en yükseğe,
Bulutların
üzerine,
Birbirini
tanımayan onlarca insan doluşacaklar martının kanatlarına sağlı
sollu,
Ben, her zamanki
gibi en önde alacağım yerimi…
Bugün günlerden
Pazartesi,
Sen, sevmezsin
Pazarların ertesini,
Haftanın başlangıç
vaktini,
Uyanacaksın saat
7’ye çeyrek kala,
Uzanacaksın
telefonuna,
Bakacaksın
ekranına,
Sonra yeniden
koyacaksın başını yastığa,
Ne uyumak,
Ne de uyanabilmek,
Arafta bir
yerlerde olmak arasında gidip geleceksin…
Sen, istemeye
istemeye yürürken yalnızlığınla sokaklarda,
Ben, martının
kanatlarında süzüleceğim gökyüzünde,
Sanmaki çok
uzaklara gideceğim,
Sadece güneşe
doğru biraz uzanıp, geleceğim,
Bilirsin düşkünümdür
özgürlüğüme,
Gökyüzünün maviliğine…
Birazdan kalkacak
martı,
Ve, taşıyacak
beni yeryüzünün ötesine,
Aramızda oluşacak
bir boşluk,
Bembeyaz bir kağıt
temizliğinde,
Hani sen yürürken
her sabah olduğu gibi sokaklarda,
İşte esen rüzgarla birlikte küçük bir
tebessüm saracak yüz ifadeni,
Güneşin
küçük dokunuşlarını hissedeceksin teninde,
Sonra ışıldayacak
yeniden ferri sönmüş gözlerin,
Ve, ben yakınından
geçeceğim senin…
Vakti geldi
birazdan kalkacak martı,
Gitmeliyim!
Sarı tabelanın
önünden ayrılmalı,
Ve, kanatlarında
martının yerimi almalıyım…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder