22 Nisan 2017 Cumartesi

Zekeria hep şükür ile...

Zekeria,

Halepli göğsünde, karnında 4 kurşun yarası olan mavi gözlü 7 aylık bir bebeğin yani devin babası,

Mezopotamya'nın derinliklerinde, tarihin, eskinin içinde yolculuk yaparken bir avluda karşılaştık,

Bu Suriyeliler neden bu kadar geliyorlar sorusunu anlamaya çalışırken cevabı bir insanın bedeninde gördüğüm 4 kurşun yarasında buldum,

Önce İŞİD'e sonra muhaliflere esir düşmüş 9 ay boyunca zevcesiyle birlikte ve esarette doğmuş mavi gözlü bebek,

Günlük kazancı 30 lira, aylık 900 lira bu parayla hem kira ödüyor, hem bebeği doyuruyor, hem de kendileri doyuyor,

Geçimi nasıl sağlıyorsun diye sordum;

Nasıl mı? Şükür ediyoruz şükür geçim oluyor diye karşılık verdi.

Şükür ve günlük 30 lira kazançla 3 kişilik bir aile ve vücudun farklı yerlerinde 4 kurşun yarası,

Avlunun içinde çalışıyor Zekeria,

Gözümü bir an bile ayıramıyorum üzerinden yaşadıklarını düşünüyorum, 

Zevcenle canavar bir örgütün elinde 9 ay boyunca esir kalacaksın ve sonrasında bulduğun bir fırsat ile yaşama tutunduğun 4 kurşun yarasıyla Türkiye'ye gelip yaşama tutunacaksın. 

Türkiye, biz gerçekten farkında değiliz ama içimizde gezen o Suriyeliler var ya her biri büyük bir umut olarak geldikleri ülkemizin büyüklüğünün gölgesinde kaybettikleri tebessümü gözlerinde yeniden yakalamışlar.

Kızıyorum,

Kızıyoruz,

Ve, biz kızıyoruz,

Bunlar nereden geldi diyoruz ya gerçekten çok büyük bir yanlış yapıyoruz,

Suriyeli Zekeria sen iyiki geldin ve iyiki gelebileceğin bir Türkiye var,

Sabah 9.00'da başlıyor mesaisi,

Akşam 9.00'a kadar devam ediyor tam 12 saat çalışıyor her gün,

Günün sonunda 30 lira geçiyor eline,

Ve, 30 lira + şükür ile geçiniyor,

Sanırım o 30 lira değil ama ettiği şükür bizi de ayakta tutuyor,

Bu kadar hainliğe karşı öylesine ayakta durmuyor bu coğrafya,

Vücudunun 4 ayrı yerinde kurşun yaralarıyla aylarca yedi başlı cani ejderhaların elinde kalmış Zekeria'ların şükür ile doyurdukları karınlarından bir kısmıda adeta bir muhafaza olmuş etrafımızda farkında değiliz,

Akşam oldu saat 9.00'u buldu Zekeria aldığı 30 lira ile resimlerini bana gösterdiği mavi gözlü bebeğin o koca yüreğin yanına doğru yol alırken ben arkasından sadece öylece bakakaldım. 

Attığı her adımı izledim,

Taşlara basarken yankılanan ayak seslerinde bir neşe vardı,

Ve, o neşenin kaynağı ben, sen, o yani Anadolu'nun gerçek sahipleriydik,

Kendimizle ne kadar gurur duysak az,

Hiçbir şey yapmamış olanımızın bile bu gururdan inanın nasibi var. 

Anadolu'da hikayeler toplayan yolculuğum devam edecek,

Ve, attığım adımlarda Zekeria ve vücudundaki 4 kurşun yarası ile ettiği şükür bana eşlik edecek,

Yolun açık olsun Zekeria,

Sabah geldiğinde muhtemelen ben burada olmayacağım ama hikayeni kendimle birlikte her yere taşıyacağım,

Hani o ettiğin şükür var ya işte onu Anadolu'nun içinde gezinirken hatırlayıp hatırlayıp tebessüm edeceğim,

Mavi gözlü gülümseyen bebekle o şimdiden deve dönüşmüş yürekle yolun açık olsun...

Nasıl mı?

Hep şükür ile...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder