24 Mayıs 2018 Perşembe

Hocamla Hikaye Toplamak...

Hocamla Hikaye Toplamak...

Türkiye’nin ilk AB Ulusal Ajans Projesini gerçekleştirdiğimizde kullanmıştım hikaye toplamak kavramını,

Sonrasında aradan geçen yıllar ve toplanmaya devam eden hikayeler,

Hiç tahmin etmiyordum bir gün Konya’ya yolumun düşeceğini,

Sanırım çok fazla hesap yapmamaktan mesele İnsan Yaşamına Dokunmak olunca,

Ne coğrafyaların,

Ne dillerin,

Ne şehirlerin,

Ne de farklılıkların bir anlamı oluyor,

Gidiyorsun,

Hikaye toplamak seni nereye götürürse oraya gidiyorsun,

Sonuçta biliyorsun gittiğin yerde kaldığın yerden devam edebileceğin hikayelerin hep seninle geliyor,

Konya,

Büyük görünen ama özünde küçük bir Anadolu şehri,

Geldiğim gün tanıdım Hocamı,

Ne KOP İdaresine ilk girdiğim o günü ne de Başkanın makamına çıktığımda yaptığı o ilk konuşmayı,

Tanımadığım bir insan ilk defa beni etkilemişti,

Önce KOP’ta başladım hikayeler toplamaya,

Sonra hikayeler toplarken fark ettim, hikayeleri benden daha zengin olan bir Başkanla çalışıyordum ve ilk defa bir yöneticimin hikayelerine ortak olmak için mücadele etmeye başladım,

Zenginleşmenin en güzel adımıydı hikayelere ortak olmak,

Ve, Hocamın hikayelerine ortak olma sürecim başladı,

Ya 2 ya da 3 Şubat’tı makamına çağırdı heyecanla çıktım yukarıya bir niyetim var dedi,

Ve, siyasete gireceğini söylediğinde heyecanlanmıştım,

Çünkü benimde hayallerimden bir parça taşıyordu hani hep başladığımız projeleri bir adım daha ileriye götürmek için bir fırsat belirmişti önümüzde,

Hiç tanımadığım bir coğrafya Konya,

Önce tanımalıydım Anadolu’yu nerede ne var bilmeliydim,

Öğrenmeliydim,

Her şeyi bir kenara bırakarak karış karış gezmeye başladık Konya’yı,

Araba gittikçe Hocam anlatıyordu,

Konya’yı bana sil baştan tanıtıyordu,

Gittiğimiz yerlerdeki talepleri ve şikayetleri dinliyorduk,

İnsanların taleplerini dinledikçe farklı olmamız gerektiğini anlıyordum,

Farklı olmak için ilk felsefe ulaşılabilir olmaktı ve insanların dertlerine ortak olabilmeyi becerebilmekti,

Öyle de oldu,

Ben’den olmayan insanların hepsini Ben’den kabul ederek çoğu zaman gittiğimiz yerlerde nerelisin diye sorduklarında verdiğim cevap hep hangi ilçedeysek oralı olduğumu söylemekti,

Bazen Beyşehirli,

Bazen Hüyüklü,

Bazen Derebucaklı,

Bazen İçeriçumralı,

Bazen Emirgazili,

Bazen Seydişehirli,

Bazen Yunaklı,

Bazen Cihanbeylili olduk,

Ama gittiğimiz her yerde bizim gibi kafası kırık birilerini bularak sohbetlerine ortak olduk,

Gelen her talep bir vebaldi ve bu vebali yüklenmemek için kendimize basit bir yol seçtik. Yapabileceğine Evet de yapamayacağına Hayır de,

İnsanlara umut verme,

Yapamayacağımız hiçbir şey için vermedik kimseye umut,

Çünkü umut verirsen insanlara sonrasında seni ne arayan olur nede soran,

Zorlu bir süreçti bizimkisi aslında iki seçim üst üste yaşamak,

Başbakan’ı olan ve sonra Başbakanını kaybeden bir şehrin atmosferini yaşamak,

Dik duruşu öğrenme süreciydi benim için,

Hani öyle eğilip bükülmeye gerek olmadığını meselenin hani sivil toplum çalışmalarında yaptığımız gibi gönüllülük esaslı çalışmak olduğunu öğrendik,

Çok fazla çalmazdı Hocamın makamının telefonu aslında pek arayan da olmazdı çünkü gece gündüz hem Hocam hem de ben telefonlara cevap vererek yetişmeye çalışıyorduk herkese,

Sen ulaşılabilir olunca çok fazla çalmıyor telefonlar Meclis’te,

Neredeyse 4 yıl oldu Ankara’da Meclis’te görev yapalı,

Neler yaptık bilmiyorum,

Neler becerdik bilmiyorum,

Duamı aldık yoksa ah mı aldık bilmiyorum,

Ama dua toplamak için çıktık biz bu yola,

Çoğu zaman öyle de oldu,

Kıreli’den böbrek hastası bir amcanın hasta haliyle oğluna iş bulmak için gelmesi ve gittikten sonra vefat haberini almış olmak,

Sonrasında oğlunun işe girdiğini belki de o görmedi ama bunu biliyor olmak sonsuz bir huzur verdi mesela,

Ayrım yapmadık öyle kimseyi,

Gelen herkese açık kapımız dedik,

Sorgulamadık,

Ayrıştırmanın değil birleştirmenin güç olduğuna inandık,

Küçük adımlar büyük değişimler getirir dedik,

Ve, hani Beyşehir’e her gittiğimizde Hocamla Ahmet bak bak burası da bitmiş, burası da bitmiş diye diye Beyşehir Konya yolunun dizilere konu olan aşkını bitirdik,

Bir aile olmak lazım dedik,

Kimseyi ötekileştirmemek için mücadele ettik,

Ötekileştirenleri de dahil ederek siyaset biter biz Üzümlü ve Huğlu’nun başlattığı aslında hiçbirimizin bilmediği hikayesini büyütmemiz büyük bir hikayeye dönüştürmemiz lazım dedik,

Kimse bilmez aslında pek Hocam Prof. olduğundan dolayı ben danışmanlık değil aslında yanında asistanlık yapıyordum,

Öğrenmek için mücadele ediyordum,

Çünkü bir insan akademisyenliği ve pratik saha adamı olmayı nasıl bu kadar iyi başarıyor anlamıyordum,

Hala anlayabilmiş değilim o başka,

Hikayeler topladık biz,

Konya’da siyasette 4 yıl boyunca KOP’ta başlattığımız hikayeleri devam ettirdik,

Şimdi biliyorum ki hiç ait olmadığım Konya’da ait olduğum binlerce insan tanıdım,

Eksikliklerimiz yok mu,

İllaki vardı,

Mükemmel değildik aslında olmak zorunda da değildik,

Biz elimizden geleni yapmak için mücadele ettik,

Sonuçta siyaset bir bayrak yarışı,

Ve, ilginçtir Meclis’te hep emanet oturduk,

Hiç aidiyet hissetmedik çünkü orası bize ait değildi Milletindi,

Ve, Milletin olanın ancak emanetçisi olmak gerektiğini biliyorduk,

Şimdi kaldığımız yerden devam ediyoruz,

Belki Milletvekilliği bitti,

Ama ben, biz bu ülkeye inandığımızdan çalışmalarımıza nerede olursak olalım kaldığımız yerden devam edeceğiz,

Zaten mesele de bu değil mi biz yaşadığımız 80 milyon hepimize ait olan Anadolu’ya ve Anadolu’nun olması gerektiği yere ulaşması için gücümüz yettiğince çalışmamız gerektiğini biliyoruz,

Şimdi kaldığımız yerden hikayelerimizi toplarken,

Bir yerlerde yaşamlarına dokunduğumuz insanlarla yeniden karşılaşacağız,

Ve, her karşılaştığımız da bir birimize bakarak tebessüm edeceğiz,

Karşılaşmadıklarımıza da ulaşmak için farklı farklı coğrafyalara farklı projelerle gideceğiz,

Sonrasında hiç olmadık zamanlarda tam da beklemediğin bir zamanda yaşamına dokunduklarının senden Allah razı olsun diye yükselen seslerini duydugumuz da tebessüm edeceğiz...

Öyle işte Hocamla hikaye toplamak..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder