23 Mart 2020 Pazartesi

Sadece paylaşmayı bilir ve öğretirsek, Daha yaşanılabilir bir yer olacak yaşam...

Evdeyim!

Evdesin!

Evdeyiz!

Düşünecek hiç bu kadar zamanımız olmamıştı,

Gelişen dünya,

Hızla gelişen teknoloji,

Televizyon dünyası,

Zamanın nasıl aktığını fark etmediğimiz bir zamandan bir anda,

Dünya üzerinde yaşayan insanlar olarak,

Yaşlı, genç,

Zengin, fakir,

Güçlü, güçsüz,

Suçlu, suçsuz,

Yönetici, çalışan,

Emekçi, işveren,

Çinli, İtalyan, Türk, Fransız, Amerikan, Kürt, Arap,

Fark etmeksizin,

Zamanın durduğu bir ana girdik!

7 milyar insan için zaman durdu!

7 milyar insan için düşünme zamanı!

Yüksek bir tepede olduğunuzu düşünün

Yüksek,

Çok yüksek bir tepede,

Karşınızda bir bina var,

Yüksek bir bina,

Gecenin karanlığında o tepeden karanlığa bakıyorsunuz,

Her birinde farklı yaşananlar,

Her birinde farklı hikayeler,

Suriyeliler katından korkunç sesler yükseliyor,

Filistinliler katlarından korkunç sesler yükseliyor,

Uygur Türkleri katlarından korkunç sesler yükseliyor,

İdlib katından korkunç sesler yükseliyor,

Irak katından korkunç sesler yükseliyor,

Libya katından korkunç sesler yükseliyor,

Aleviler katından korkunç sesler yükseliyor,

Afrikalılar katından korkunç sesler yükseliyor,

Siyahilerin katından korkunç sesler yükseliyor,

Veba olanların katından korkunç sesler yükseliyor,

Zamanın bir önemi yok,

Zamanın içindeki herhangi bir dilimde katlardan sesler yükseldi,

Korkunç bir şekilde sesler yükseldi,

Ama hiçbir kat hiçbir katın sesi karşısında ses çıkarmadı…

Yüksek bir tepedesiniz,

Çok yüksek bir tepe,

Karşınızda koca bir apartman,

Bir yemek var yukarıdan aşağıya doğru inen,

En üst katta olanlar yemekten ilk yiyenler,

Aslında tepside herkese yetecek kadar yemek var,

Ama ilk yiyen korkunç bir iştahla her şeyi kendi yemeğe çalıştığından dolayı,

Alt katlara indikçe yemek açlık artıyor,

Arttıkça açlık,

Korkunç arayışlar,

Korkunç ölümler,

Korkunç sesler yükseliyor,

Ama yukarıda olanın umurun da değil,

En aşağıda olan bir fırsatını bulup en yukarıya çıktığında,

O da unutuyor en aşağıda olmanın nasıl bir duygu olduğunu,

Ve, korkunç bir iştahla o da başlıyor yemeğe,

Tepside tüm katlara yetecek yemek varken,

Paylaşmayı bilmeyen insanlar yüzünden,

İlk birkaç kat dışında herkes gerisi aç,

Bildiğin aç!

Bağırıyorsun,

Duyan yok,

Sesleniyorsun işiten yok…

Yüksek bir tepede olduğunu düşün,

Karşında böyle bir apartmanlar,

Katlara ne istersen onu yerleştir,

Sadece düşün!

Yaşananları düşün!

Olanı biteni düşün!

Sonra şu ana gel,

Bir virüs çıktı ortaya karşında duran o apartmanı,

Birbirine kayıtsız kalan 7 milyarı sardı,

Hani filmlerde izlediğimiz,

Ona bile bilim kurgu dediğimiz,

Olur mu böyle bir şey dediğimiz o senaryolardan biri buldu bizi!

Yaşıyoruz şimdi en korkunç bilim kurguyu,

En iyi teknoloji var elimizde ama çaresiz bir şekilde insanlık olarak acaba bugün kaç kişi hastalandı kaç kişi öldü diye bekliyoruz,

Yarın ne olacak bilmiyoruz,

İnsanlık bu virüsü illaki yenecek,

Dünya yeniden normalleşecek,

Rabbim insan olana sırf insan olduğu için ayırt etmeksizin derman ve şifa versin,

Gönülden bir âmin dedikten sonra,

Daha çok empati yapmalıyız,

Ben, odaklı yaşamayı sadece yaşadığımız coğrafyada değil insanlık odaklı bırakmalıyız,

Var olan tek bir gerçek var,

Hiçbirimiz bu dünyada kalıcı değiliz,

Hepimizin süresini bilmediğimiz bir garanti belgesi var,

Vakti geldiğinde gidiyoruz,

Sırası da yok bu işin,

Yaşamda kaldığımız sürece en azından paylaşmayı kendimizden başlayarak dünyaya yayalım,

Kendimizden başlayarak insanlık için iyilik diyelim,

İnsanlık ve paylaşım gönüllüsü olalım,

Fazlası değil!

Sadece paylaşmayı bilir ve öğretirsek,

Daha yaşanılabilir bir yer olacak yaşam,

Ve, daha mutlu olacak insan,

İnsan mı?

Sen,

Ben işte!!!

1 yorum:

  1. Çoçukken akşam yemeğinden bir tabak verirdi ailelerimiz onu komşuya götürürdük aynı zamanda o tabakta boş gelmezdi maalesef şimdi yok. Mazlumun dini olmaz heleki yetimin asla zira hz peygamberimiz yetimlerin babasıdır. Yaşayan ölüler misaliyiz, vurdumduymaz olduk. Biz gençler akademik kariyer için anne babamız bile ihmal ettiğimiz çok oldu oysa ellerimizden kayıp gittikten sonra anlamaya başlıyoruz...

    YanıtlaSil