13 Aralık 2016 Salı

Halep!

Halep,

Kaç kilometre?

Ankara'ya 762,

Hakkari kaç kilometre?

Ankara'ya 1394,

Peki ya Kilis'e kaç kilometre sadece 67,

Hani şu televizyonlarda her gün izlediğimiz Halep var ya bize binlerce kilometre uzak görünen senin, benim, onun bizim yaşadığımız şehirlerin hepsine çok yakın,

Günlük yaşamda her gün kat ettiğimiz mesafelerle Kilis'ten Halep'e sen, ben hepimiz gidip geliyoruz zaten,

Uzak zannediyoruz,

Çok uzak,

Ekranlar insanlığın yaşamına girdiği günden beridir zaten her şey çok uzak,

Ama aslında uzak görünen her şey o kadar çok yakınki hepimize...

Bugün her şeyi uzaklaştıran ekranlardan izledik. Bir amca bağırıyordu, haykırıyordu; "Halep'te insanlık ölüyor, açız aç" diyordu ama ekranların başında bizler o kadar uzaktan izliyorduk ki,

Sanki onlar başka bir gezegende yaşıyor,

Bizler bambaşka bir gezegende...

Bize uzak görünen hızla bizi de içine çekiyor,

Hatırla!

İlk Halep'te olaylar nasıl başlamıştı,

Bizim şu içinden geçtiğimiz zamanlarda olduğu gibi önce insanlar canlı bombaya dönüşerek kendilerini patlatmışlardı, sonra katliamlar dizisi, sonra köşe başlarında fırsat bekleyen yedi başlı ejderhaları birbir ortaya çıkıp yaşlı, kadın, çocuk, genç acımaksızın önlerine ne çıktıysa katletmişlerdi...

Peki ya biz ne yapmıştık,

Uzaktan ekranlarımız başından evlerimizden izlemiş, sonra haberler bitince sırtımızı dönüp uyumuştuk...

Halep!

Günlük yaşamımızda kat ettiğimiz mesafe kadar bize yakın olan Halep!

Alev alev yıllardır yanıyor,

Bana, sana, ona yani bize benzeyen insanlar ölüyor,

Çağın en büyük afyonu ekranlarımız aracılığıyla sadece uzaklaştırıyoruz,

Aslında hepimiz yakınız,

Sabah olacak hepimiz unutacağız o ekranların uzaklaştırdığı amcanın haykırışlarını,

Ve, uzaklaştıran ekranlar bir daha göstermeyecekler onu,

Neden? 

Çünkü güncelliğini yitirmiş olacak...

Hepimiz aldanıyoruz,

Masal ejderhalarının  ekranlarına aldanıp yanılıyoruz,

Farkında değiliz hanelerimizin içindeki ekranların hepsi masal ejderhalarının...

Ne diyordu haberin devamında 100 kadar çocuk mahsende mahsur bir şekilde bekliyorlar,

Neyi?

Ölümü,

Ve, emin olun bir çoğu ölecek yedi başlı ejderhalar hiçbirimize onların öldüğünü iletmeyecek,

Bir bir ölecekler,

Sonra sayıları yüz, bin, on bin olacak ama biz her birinden habersiz olacağız...

Halep!

Kilis'e sadece 67 kilometre uzaklıkta olan Halep! 

Yıllardır; benim, senin, onun din kardeşi dediğimiz insanların katledildiği Halep!

Dini bile bir tarafa bırakabilirim "insan" olarak kardeşlerimizin katledildiği Halep!

Çığlıklar çığlığa karışıyor dün, bugün 44 canı toprağa veren Türkiyemiz ile Halep'in ne farkı var ki...

Anadolu'nun bir parçası değil mi Halep?

Asırlarca aynı çatı altında yaşamadık mı?

Her birinin akrabaları yok mu yaşadığımız coğrafyada ya da bizim akrabalarımız yok mu oralarda?

Var!

Yedi başlı ejderhaları önce uzaklaştırdılar,

Şimdi daha çok uzaklaştırmaya çalışıyorlar,

İstedikleri onlara çanak tutmamız,

Kendi içimizde parçalanmamız,

Sonra dalacaklar aramıza kadınlarımıza ganimet gözüyle bakacaklar, çocuklarımızı tehdit olarak görüp katledecekler, gençlerimizi sürgün edecekler, geriye kalanları da bir bir yok edecekler...

Yok! Burası Türkiye olmaz deme...

Emin olun Suriyedekiler de bizden farksız değildi,

Peki ya gelinen nokta?

Kimler var orada?

Ya ekranın başına oturup hep birlikte uzaktan izleyeceğiz ya da hep birlikte yedi başlı ejderhaların yaşadığımız coğrafyaya musallat olmasını engelleyeceğiz....

Kararı verecek olan Biz...

Ekranlara karşı bir duruş ortaya koyma zamanı geldi,

Ve, geçmek üzere,

Suriye'den kaçanların en azından bir Türkiyesi vardı,

Doğrusu bizim kaçacak neremiz var onu da bilmiyorum....

Bir çığlık gibi yükseliyor Halep'teki amcanın sesi; "Burada katliam var, açız aç" o amcanın yerine kendini koy, çocuklarını, ananı, babanı, sevdiğini düşün...

Zor çok zor...

Ne yapalım Amca ekranlardan bakıyoruz ve Allah yardım etsin diyoruz,

Umarım Allah böyle dediğimiz için bize de yardım eder...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder