21 Ağustos 2019 Çarşamba

Samimiyeti Paylaşmak İçin - Küresel Vatandaşlık...


                                   

Neden yaşar ki insan?

Kulluktur beklenen,

Peki ya nedir özünde yatan?

Kul olma mücadelesi verirken bile; unutulmamak,

Ne yaşadığımız yaşam süresince,

Ne de yaşam bittikten sonra unutulmamak,

En önemlisi de unutmaması yaratıcının,

Unutulmak istemiyoruz ama unutulacak yaşamlar yaşıyoruz,

Özgür bir iradesi var insanın,

Belirleyici olan kendisi insanın,

Bugün varken elimizde yarını yaşıyoruz zihnimizde,

Sanki o yarın gelecekmiş gibi,


Yok aslında ne benim ne de senin yarınımız,

Günlük bir telaş almış başını gidiyor,

Yaşamak istediğimiz hayat ise hep yarınlarda,

Doğru mu peki?

Gelmeyecek olan yarının talihlisi olmak,

İnsanlığa bugünü yaşayanların verdiği bir afyon,

Ya uyuyoruz ya da uyutuluyoruz,

Ama bir uykudur almış başını gidiyor,

Biz, uyurken birileri de yaşamlarını bugünde yaşamaya devam ediyor,

Küresel Vatandaşlık,

Projenin fikrini ortaya attığımızda gelmeye başladı tepkiler,

Destekleyenler, katılanlar, anlayanlar ama bir taraftan da bu iş olmaz diyenler,

Doğru bir konunun etrafında buluşmuşuz ki,

İnsanların tepkisi yükseliyor,

Biz, yarının uykusundan uyanmak için bir farkındalık oluşturmak adına çıktık bu yolculuğa,

Avuçlarımızda bugün var,

Ve, yarın uzak çok ama çok uzak,

Haydi kendini harekete geçir dedik,

Bugün miras bize geçmişten,

Peki ya geleceğe olan bugünden mirasımız ne olacak?

Samimiyeti barındıran,

İnsanların birbirlerini daha çok sevdiği,

Sabah gördüğünde bir insanı tanımasan da gülümseyerek günaydın dediği,

Bir afet yaşandığında ister bizim coğrafyamız olsun,

İster bizden olmayanların coğrafyası ayırt etmeksizin yola çıkan insanların olduğu,

Haydi ben geldim kardeşim yanındayım,

Neye ihtiyacın var diye sorulabilen bir dünya…

Dijital dünyanın içerisine hapsolmuş milyonların içerisinde yaşadığını zanneden ama özünde yalnız olan sosyal açıdan yoksul insanların gerçek yaşamdaki milyonlarla buluştuğu bir dünya,

Neden yaşar ki insan?

Kendisine ait zamanı kullanmak ve kendisinden sonraki nesillere daha samimi bir yaşam bırakmak için,

Değil midir kulluk özünde samimiyeti yaşamak ve samimiyeti emanet etmek,

Kaybedilmiş bir değer samimiyet,

Bulmamız lazım,

Kendi içimizdeki samimiyeti ve paylaşımı bularak başlamalı sonrasında etrafımızdan başlayarak yaymalıyız.

Küresel vatandaşlık, küresel samimiyet, küresel gönüllülük belki de en doğru tanımıyla insan olmak,

Tartışılmalı içeriği doldurulmalı,

Toplumsal hafızada yeniden işlenmeli.

Günlük konular,

Günübirlik siyasi gündemler,

Söylendiği anın ötesine geçemeyen sözler,

Ötekileştiren, ayrıştıran sözcükler,

Yerini kalıcı ve toplumsal birlikteliği güçlendirici,

Ortak yaşamın kalitesini arttırıcı,

Birlikte çalışma kültürüyle üretime yönlendirilmiş bir hikayeye dönüştürmeli…

Her sabah uyanıp bugün iş bulabilecek miyim kaygısıyla günlerini geçiren,

Yaşamımı nasıl idame ettireceğim diye düşünen gençliğin istihdam sorununu çözecek olan işte bu samimiyet,

Gençlik kendini yarına ertelemeyip bugünün dinamik bir unsuru olduğu vakit,

Üretimin bir parçası olduğu vakit belki de yeniden canlanacak o beklenen ruh,

13 – 15 Eylül’de Bursa’dan başlıyoruz,

Gençlikle gençliği konuşmak,

Gençliğin dinamizmini harekete geçirmek,

Gençliğin üretim sürecinin dinamik bir parçası olmasını sağlamak için…

Başvurular yarın başlıyor,

Farklılıkları zenginlik olarak gören,

Ayrıştırmayan,

Ben, sen, o demeden biz diyecek gençlerle bir araya geliyoruz,

Ne için mi?

Sadece samimiyeti paylaşmak için,

Ve, paylaştığımız samimiyeti gelecek nesillere bırakmak için…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder