22 Haziran 2021 Salı

Bitmeyen Bir Kamp Yapmışlar

 

Sanki hala devam ediyor gibi…

 

Hiç bitmedi,

 

Hani zamanın içindeymişsin gibi,

 

Travmaların ve korkunç bir baskının sonucunu yaşayan bir asrın çocukları olarak,

 

Sanki hala kamp ateşinin etrafındayız ve sandalyelerimizle yan yana geleceğe bakıyoruz gibi…

 

Hava soğukmuş,

 

Covid19 varmış,

 

Yağmur yağıyormuş,

 

Rüzgâr esiyormuş,

 

Bana ne diyen gençler…

 

4 aylık bebek Atlasko kucağımda,

 

Gerçekleştirilen her etkinlikte en önde kucağımda,

 

Ben olmadığımda annesinin kucağında,

 

Büyük bir dikkatle dinliyor,

 

Her cümleye aynı şekilde başlıyorum,

 

Yunus Emre Yazarlık Kampının tek amacı var Atlasko neslinin daha mutlu ve dünyayla rekabet edebildiği bir hikayenin başlaması için farkındalık oluşturmak.

 

Zekasıyla beni şaşırtan,

 

Kaleminin dokunuşlarıyla,

 

Kurduğu cümlelerle beni şaşırtan Emirhan çıkıyor karşıma,

 

Gözlerine bakıyorum,

 

Yaşadığı görme kaybının özünde onun yaşamın en dinamik unsuru olmasının önünde hiçbir engel olmadığının o yaşına rağmen farkında,

 

Verdiği emekle akranlarının bir adım önüne geçebileceğinin bilincinde,

 

İlerliyorum kamp alanında Fazlı dedikçe kızan Fazıl çıkıyor karşıma durmuyor,

 

Durduramıyorsun,

 

Hiperaktifliği ile baş edemiyorsun,

 

Enerjisinin muhteşemliği karşısında saygıyla eğilerek devam ediyorum yoluma,

 

Muhsin çıkıyor karşıma,

 

İlk karşılaştığımdaki süreciyle bugünü arasındaki değişim ve dönüşümü izlediklerimden,

 

Her bir etkinliğe geldiğinde üzerine bir şeyler koyarak gelişimine devam ediyor,

 

Sonra Sıla çıkıyor karşıma ilk karşılaştığımda Mart ayında beni etkileyen Sıla,

 

Gençlik ve Spor Bakanının karşısında gençliğin odağa alınması gerektiği ile ilgili her cümlesiyle adeta iyi ki bu doğru insanı seçmişiz dedirtiyor,

 

Biraz ilerliyorum soğanın içinde yumurta pişiren videosu ile başvuru yapan Hüseyin çıkıyor karşıma,

 

Çocuklar gibi şen,

 

Bugüne kadar neden bu kamplara,

 

Projelere katılmadım bakışıyla bakıyor bana,

 

Sonra biraz daha ilerliyorum Yasin çıkıyor karşıma,

 

Elinde fotoğraf makinesi,

 

Bir aşağı bir yukarı Kutluhan ile birlikte her anı ölümsüzleştirmeye zamanın ötesine bir mesaj bırakmaya çalışıyorlar…

 

Sonra biraz daha ilerliyorum Türkolog kız çıkıyor karşıma,

 

Adı öyle kaldı,

 

Sena, kurduğu her bir cümleyle kendisini yetiştirme sürecine dair kat ettiği yolu hissettiren duruşu ile çıkıyor karşıma,

 

Sonra biraz daha ilerliyorum,

 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden gelen Zeynep, Nazan ve Ahmet çıkıyor karşıma,

 

Daha liseli gençler,

 

Ama kendisini yetiştirmek için eğitime gönül vermişler,

 

Bizden olandan çıkarak yola onlar da Aksaray’a gelmişler,

 

Sonra biraz daha devam ediyorum Şeyma çıkıyor karşıma başlıyor Aksaray Gençlik Meclisini anlatmaya,

 

Sonra hava kararıyor,

 

Bulutlar gökyüzünü kaplıyor,

 

Hafif biraz rüzgarla birlikte bir bir konuşmacılarımız sahneye çıkmaya başlıyor,

 

Her akşam Sayın Valimiz Hamza Abi bizimle,

 

Yanında ne koruma ne de şoför,

 

Gençlerden biri gibi sokuluyor aramıza,

 

Mikrofondan konuşmak yerine gençlerin arasından ortak oluyor sohbete,

 

Sonra herkes yorulunca,

 

Köşeye doğru gidiyorum Belemir Teğmen köşeden bakıyor gençlere,

 

Sorunsuz bir şekilde geçmesi için Jandarmalarımızla birlikte,

 

Hafiften biraz sohbet ediyoruz,

 

Sonra devam ediyorum,

 

Kucağında Yaman Elif Nur Kaymakam hazırladıkları lezzetli yemekler ve Aşıklı markasının üretken kadınlarının gururunu anlatıyor gençlere,

 

Biraz ilerliyorum birlikte iyi işler yapacağımıza inandığım Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği Genel Başkanı Hacı Ömer Abi çıkıyor karşıma,

 

Birlikte hayal ettiğimiz modeli Tarım Bakan Yardımcımız Hadi Abi ve Aksaray Valimiz Hamza Abiyle konuşuyor,

 

Bir modelden ötesiydi Yunus Emre Yazarlık Kampı,

 

İlk defa Anadolu adlı ortak coğrafyamızda kamp yapılmıyor,

 

Bizden öncesinde de yapıldı,

 

Bizden sonrasında da yapılmaya devam edecek,

 

Herkes bir bir kamp için çağrıya çıkmaya başladı,

 

Neydi farklı olan biliyor musunuz?

 

Yapmak için yapmadık,

 

Görüntü vermek gibi bir derdimiz yoktu,

 

Ortak bir çabamız vardı,

 

Anadolu’nun düşünen, sorgulayan ve üreten gençlerinin harekete geçmesini sağlamak,

 

Bu yüzden sürprizler hiç bitmedi,

 

Bu yüzden program tam da bitti otobüslere biniyoruz,

 

Dağılıyoruz dediğimiz anda bu sefer Aksaray’ın motorsikletlileri Abdulkadir Ay’ın öncülüğünde gençlerle hatıra fotoğrafı çektirmek için geldiler…

 

Dedim ya sabah 5.30 gibi kalktım işe geldim,

 

Sonra kağıdın kaleme dokunmasını yaşamadan güne başlayamadım,

 

Sanki hala o anın içindeymişim gibi,

 

Bakalım bu hikayenin verdiği haz ve motivasyon bize nasıl hikayeler yazdıracak,

 

Neler çıkaracağız ortaya…

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder