29 Mart 2021 Pazartesi

Kendini düşünenler ile Z kuşağını ve sonrasını düşünenler arasındaki mücadele...

 

Hiçbir iktidar mükemmel değildir,

 

Mükemmel olmak zorunda değildir.

 

Lakin her iktidar gelişmeye, gelişime, güncellemeye açık olmak zorundadır.

 

Z kuşağını anlamaya, yakalamaya çalışırken şimdi Z kuşağından sonraki jenerasyon bir bir dünyaya gözlerini açıyor.

 

Dünya ülkelerinin tamamı covid19 ortaya çıktığından beridir bir kırılma noktası yaşıyor.

 

Dalgalı sularda giden gemilerin tamamı dalgalarla boğuşurken çıkan fırtına tüm gemileri teslim aldı.

 

Hani Süveyş Kanalını tıkayan geminin yüzlerce gemiyi arkasında bırakması ve dünya ticaretini günlerdir etkilemesi gibi covid19’da dünya ülkelerini bir tıkanmışlığa doğru sürükledi.

 

Geminin tıkanıklığına 5 gün dayanamayan ticaret ekonomisi 15.000 mil ve iki haftalık bir yolculuğu göze alarak Afrika çevresinden alternatif rota izlemeye başlamışken,

 

Maalesef covid19 bütün dünyayı etkisi altına aldığından dolayı alternatif güzergahlarda tıkalı.

 

Tıkanmışlığın ortasında neden sorusunu bireyden başlayarak tüm dünyanın kendisine sorması gereken bir süreci yaşıyoruz.

 

Hali hazırda gergin olan insanların psikolojileri üzerine bir de ülke gündeminin kısırlaşması ile bu süreci çok daha zorlu bir şekilde atlatıyor.

 

Farklılıkların dayanışması ve bütünleşmesi ile hafifleyecek olan etki ayrışmanın artması ile içinden çıkılmaz bir noktaya doğru gidiyor.

 

Gündemi normalleştirecek reformcu ve gençliğin ihtiyaç ve beklentilerini yakalayacak bakış açılarına ihtiyaç var.

 

Tıkanmışlık içerisinde herkesin koltuk hesabı yaptığı bir süreçte mutfakta geleceği inşa etmek için emek verenler var.

 

Geçtiğimiz 2 hafta boyunca televizyon ekranlarında mevcut Başkanlık sisteminin emekçilerinin önde gelenlerinden olan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Hukuk Politikaları Kurul Başkanı Mehmet Uçum Abi ekranlardaydı.

 

Türkiye’nin içinden geçtiği fırtınanın farkında olan ve geminin sağlamlığının farkında olan Mehmet Abinin Başkanlık sistemini anlatırken dile getirdiği en temel konu; değişim ve dönüşümün devam etmesi gerekliliği,

 

Yeni bir anayasa sürecinin kapsayıcı bir şekilde devam etmesine dair vurgusu,

 

Başkanlık sistemi bir geçişti ve bu geçişin içini doldurmaya ülke olarak kanalize olunması söylemleri.

 

Telefondaki beta uygulamalar vardır öncelikle yeni çıkardığınız sürümü sunarsınız ve sonrasında insanların sahiplenmesini bekler ve içeriğini doldurursunuz.

 

Başkanlık sisteminin mutfağında olan isimlerden Mehmet Abi; değişim ve dönüşümün devam etmesi gerektiğini hesapsız bir şekilde savunan isimlerden.

 

Her gece neredeyse yeni bir kabine listesinin ortaya atıldığı süreçte herkesin köşe tutup sessizce beklediği bir dönemde bile yanlış anlaşılmak, aksi yönde düşünenlerin hedefi olmak pahasına söylemlerini esirgemiyor.

 

Anadolu adlı ortak coğrafyamızın koltuk hesabı yapmaksızın bugünden başlayarak gelecek için emek verecek aktörlere ihtiyacı var.

 

Bundan bir asır sonra bizden önceki bir asra dönüp baktığımızda hesap yapmadan emek verenlerin parlaması gibi içimizden emek verenler de parlayacaklar ve vazgeçmeden verdikleri emeklerle hayırla yad edilecekler.

 

Bugünü düşünenler ile geleceği düşünenler, kendini düşünenler ile Z kuşağını ve sonrasını düşünenler arasındaki mücadeleyi yaşıyoruz bugün.

 

Kimin iktidar olduğundan ziyade Anadolu adlı ortak coğrafyamızın hak ettiği yeri bulması ve dünyanın içinden geçtiği fırtınalı süreçlerden sağ salim çıkmak için kendi reform sürecimizi devam ettirmemiz gerekiyor.

 

Mesele sadece anayasal değişiklikler ve hükümler değil. Maddeler kadar maddelerin toplumsal vicdanlarda karşılık bulması ve sahiplenilmesini sağlamak gerekiyor.

 

İstanbul sözleşmesi varken de korkunç bir şekilde kadın cinayetleri işleniyordu. İstanbul sözleşmesinden çekilince de kadın cinayetleri devam ediyor. Mesele sözleşmenin kendisinden ziyade kadın cinayetlerinin yaşanmasına yönelik cezai yaptırımların hayata geçirilmesi.

 

Günlerdir tartışıyor insanlar farkında değiliz hala cinayetler devam ediyor. İhtiyaç duyulan hukuksal değişim ve dönüşümün etrafında kenetlenmek zor olmamalı.

 

Hukuk, adalet, reform, liyakat, birleşmek, daha refah düzeyi yüksek bir yaşam hepimizin ortak arzusu. Buna emek verenler ve sahip çıkanlar hayırla yad edilecekken gerisi tarihin kara kaplı defterinde unutulup gidecek.

 

Sahi ya biz ne için soluk alıyoruz?

 

Hakkın karşısına çıktığımızda neler anlatacağız?

 

İnsanlık için hesapsız emek vermek güzel bir duruş!

25 Mart 2021 Perşembe

Hikayeye hikaye katmak...

 Şehirlerin,


İlçelerin,


Mahallelerin bir hikayesi vardır!


Bu hikayenin geçmişi bilinmeyen zamanlara kadar gider,


Bugün Aksaray'ın tarihin bilinen bilinmeyen zamanlarından başlamış bugüne kadar uzanan hikayesinde fark oluşturan Sn. Valimiz Hamza Abinin misafiri olarak güne başladık.


Bir insan bir şehrin kaderini değiştirir mi?


Değiştirir!


Hamza Abi Aksaray'da kamu, sivil toplum, özel sektörü birleştirerek eşsiz bir hikaye oluşturmuş.


Normalde bir araya gelmesi imkansız kişilerin bir araya geldiği şehirde geleceğe yönelik en büyük mirası oluşturuyor Hamza Abi.


Bir gün Aksaray'dan gidecek gittiğinde gerisinde en büyük miras bıraktığı hikaye olacak.


Neredeyse her hafta görev olsa da olmasa da Aksaray'a geliyorum ve hikayenin her aşamasına şahitlik ediyorum.


Akşam üzeri ise Gülağaç ilçemize gittim. Büyük Aksaray modelinin küçük modelini Gülağaç'ta Kaymakamımız Elif Nur Saçal kadınlarla birlikte hayata geçiriyor.


Gelişmişlik sıralamasında en sonlarda olan ilçede her gün rol model kadınlar üretime ve istihdama dahil oluyor.


Kadın kooperatifinde kadınlar karşıladı bizi tarlada üretimden, kurutmaya, kurutmadan paketlemeye, paketlemeden Anadolu'nun dört bir yanına yayılan üretim kültürünün nasıl olduğunun en iyi modelini ortaya koymuş durumda.


Bir kadın bir ilçenin kaderini değiştirir mi değiştirir.


Doğru zamanda doğru hikayeleri toplayan ve bulundukları konuma bakmaksızın hikayeye hikaye katanlar gerilerinde iz bırakırlar.


Şimdi mutlulukla yolculuğa güneşin battığı yere doğru devam ederken,


Ortaya konanların ve Projelerin verdiği mutluluğu yaşıyorum.


Hikaye toplamak,


Yaşamlara dokunmak,


Ve, aradığının içinde olduğunu bilmek. 

16 Mart 2021 Salı

Ey Oğul, Ey Atlas'ım...

Ey oğul,

45. gününe girdin,

Her geçen gün daha çok tepki vermeye başladın,

Gündüzleri oyun oynamaya başladık,

Gülümsemeni daha derinden hissediyorum,

En önemlisi şanslısın! 

Anadolu’nun farklı şehirlerinde hiç tanımadığın insanlardan bile dua alır oldun,

Aldığın duaları gördükçe verdiğim emekle hissettiğim mutluluğum artıyor.

Ey oğul,

İki tip insan var hayatta,

Dik duranlar ve eğilip bükülenler,

Bunlardan hangisi olacağına sen karar vereceksin,

Ama unutma kararın aynı zamanda yaşamda bırakacağın izin adını belirleyecek,

Kul olan kim olursa olsun karşısında eğilip bükülme,

Rızkı verenin Hak olduğunu ve eywallah etmediğin müddetçe Hakkın sana yol açacağını bil!

Ey oğul,

Yaşamda vazgeçilmezin olmasın,

Her şeyi bırakmayı ve her şeyden vazgeçmeyi bil,

Öyle çok sabit insanlar olmasına gerek yok,

Kendi kendine kaldığında da mutlu olmayı becer,

Becer ki vazgeçilmez zannedenler gittiklerinde aslında öyle olmadıklarını hep anlasınlar!

Ey oğul,

Yaşam bir proje,

Ve, projenin içindeki faaliyet, maliyet ve kabiliyet dengeni sağlam kur,

Üzerime düşeni sonuna kadar yapacağım,

Nefesim tükenirse de annenin bıraktığım yerden devam ettireceğine eminim,

İcat çıkar,

Yapma denilen ne varsa yap,

Elin yanacak ki yanmanın ne demek olduğunu öğreneceksin,

Yere düşeceksin ki ayakta olmanın nasıl bir duygu olduğunu anlayacaksın,

Ne geceden ne de gündüzden kork,

Her ikisinin de senin için olduğunu bil,

Durma seyahat et, et ki yaşadığın dünyanın nasıl güzel yaratıldığını gör ve gördüklerini yaratana kendin ulaş!

Dogmatik bir şekilde Müslüman olanlardan olma,

Günde 5 vakit namaz kılmayı,

Oruç tutmayı, 

Zekat vermeyi,

Hacca gitmeyi asla tek başına ibadet olarak kabul etme,

Sırf bunlar için dünyaya gelmedin,

Dogmatik yaşayanların aslında özünde inançtan ne kadar uzak olduklarını pratikte göreceksin zaten,

Düşün, sorgula ve anla sonra inan!

Ey oğul,

Aşka inan ve aşkı bulana kadar mücadele et,

Bu süreçte karşına illaki birileri çıkacaktır,

Gerçek olanın özünde sana inanan ve her koşulda yanında olan olduğunu unutma,

Gitmek isteyene asla dur deme,

Vardır bir hikmeti de,

Göreceksin hikmetini inan bana!

Ey oğul,

45 günlükken ilk projene katıldın,

Anadolu’nun hiç tanımadığın coğrafyalarından insanların yaşamlarına ortak oldun,

Bil ki babandan sana en büyük miras yarın seyahatlere çıktığında yaşadıkları şehirlere ulaştığında sana kapısını açacak ve babanın hikayelerine ortak olduğu insanlardır,

Sende mümkünse bu mirası büyüterek kendinden sonrasına bırakmaya çalış,

İnsanları sev ve değer ver,

Unutma!

Değer verdiklerin en büyük mutluluğun olacak…

Ey oğul,

Özellikle kadın olana değer ver,

Babandan çok anneni sev,

Kadının yükünün erkeğinkinden çok daha fazla olduğunu bil,

Seni doğuran anne hiç kolay bir süreç yaşamıyor,

Sakın ha annenin yaşadığı zorluğu yaşamın boyunca unutma,

Her kadının da annene duyduğun saygıyı hak ettiğini bil,

Mutlaka saygı duy ve saygı göster!

Toplumun içindeki cinayetlere, şiddete, tacizlere karşı da asla sessiz kalma!

Ey oğul,

Doğduğun gün konuştuğu sadece bizim dilimizi bilmediğini biliyorum,

Tam da bu nedenle hangi evrede beni tam olarak anlayacaksın bilmesem de,

Kulağına fısıldadıklarımdan bir kısmını yazıyorum böyle,

İnanıyorum bir gün büyüdüğünde bunları okuyacaksın,

Çalışmanın arasında aldığım soluklarda sana bu mektupları yazdığımı bil.

Ey Oğul,

Ey Atlasım…




15 Mart 2021 Pazartesi

Geldiler, Gittiler...

Sıla,


Gamze,


Zeynep,


Kamber,


Simge,


Kardelen,


Özgür,


Resul,


Amine,


Hasan,


Bir bir çıktılar Anadolu’nun farklı şehirlerinden yola,


%70’ini ilk defa tanıdım gelenlerin,


%30’u ise geçmişteki projelerde veya sahada karşılaştığımız kişilerdi,


5 yıldır neredeyse gündemimiz hiç değişmedi rol model gençler yetiştirmek için, gençliğin kırsaldaki üretim sürecine dahil olmasına yönelik ihtiyaç ve beklentilerinin üzerine gerçekleştirdiğimiz ilk eğitimdi.


Normalde bütçesel nedenlerden dolayı 30 kişiyle bir araya gelmemiz gerekiyordu,


5687 başvuru gelince bütün sınırları zorladık,


Yaklaşık 90 kişi olduk.


Covid19 döneminde herkesin korktuğu evine kapandığı bir dönemde eğitim devam etmeli düşüncemizin içini doldurmak için,


Varsın gerekirse covid19 bize bulaşsın ama ben bu eğitime katılmak istiyorum diyen gençlerle hani memleketin içindeki enerjiyi üretime yansıtmak isteyen kendini yetiştirmiş gençleriyle bir araya geldik,


Her biri birbirinden kıymetli olan gençlerin hiçbiri birbirine benzemiyordu,


Her birinin farklı yeterlilikleri,


Farklı özellikleri,


Farklı bilgileri ve tecrübeleri vardı,


Farklılıkların yanı sıra memlekete dair farklılıkları buluşturan inançları ve birliktelikleri harika bir hafta geçirmemizi sağladı,


Anadolu’nun gençlerine dair ümidinizi asla kaybetmeyin çünkü farklılıklarıyla, kendini geliştirmiş olması ile muhteşem bir profil ortaya koyan gençler sadece ayrıştırılmadan bir bütün olarak görülmek istiyor.


Rol model gençler yetiştiriyoruz,


Üretimin parçası olacak gençlerin aynı zamanda ülkemizin kalkınma sürecine en büyük katkıyı sunacak aktörler olacağına eminiz.


Tarımsal üretim önemli,


Kırsalda yaşam önemli,


Gençlik için yeni bir istihdam yolu oluşturmak önemli, 


Gençliğin kentsel alandan kırsala doğru yaşam hikayesi oluşturması önemli,


Sadece üniversite odaklı bir eğitim sistemi ile değil gençliğin üretimin dinamik bir unsuru olacağı yaklaşım önemli,


Önemli olan ne varsa bir araya gelen gençlerle konuştuk. 


Toplantının her gününde ayrı bir heyecan vardı,


Birbirinin gözlerine bakan gençlerin yüzünde ayrı bir tebessüm vardı,


Farklı olanların birbirleriyle kurdukları diyalog köprüsünün uzun yıllara uzanan bir birlikteliğe dönüşmesi için emek veriyoruz,


Biliyoruz ki bu hiç kolay değil,


Ayrışma üzerine kurulu,


Birlikte çalışma kültürünü vermeyen bir temelden gelen gençlerin birliktelik ruhu etrafında buluşmalarının inancını Anadolu’da yaymak istiyoruz.


Geldiler!


Gittiler!


Geldiklerinde de gittiklerinde de oluşturdukları heyecan değişmedi…


Sahneye ilk çıktığımda karşımda belirdiklerinde cümlelerim tam da şöyleydi;


Ben, Atlas’a onlarca ev miras bırakmak için soluk almıyorum,


Ben, Atlas’a bir gün Suriye gibi değil dünyanın gelişmiş ülkelerinden birinde soluk alacağı bir miras bırakmak istiyorum,


Tam da bu cümleleri kurarken Atlas karşımda annesinin sürdüğü bebek arabasında gözleri açık bir şekilde etrafına bakıyordu,


O an zihnimden geçenlerin tamamını Atlas’ın anladığını bilerek konuşuyordum,


Kolay değil tam 40 gündür doğduğu günden itibaren hayallerimizi anlatıyorum Atlas’a,


İnsan adlı varlık içinde korkunç bir hırs barındıran ben her şeyin sahibi olmalıyım diyen bir psikolojiye sahip,


Atlas’a günlerdir diyorum ki;


Sen, hiçbir şeyin sahibi olmak için hırs yapma zaten veren Allah verir,


Vermek istemezse de vermez,


Verdiğini de bölüşmeyi bil,


Sonra Atlas bundan belki de 20 yıl sonra Türkiye’yi şehir şehir gezdiğinde abla ve abilerinin arasında gezinirken; 


Geleceğe başka türlü bir miras bırakma arzusu yok içimde…


İlk projemizi geri de bıraktık Atlas’la,


Şimdi sırada ikinci projemiz var bu sefer Ihlara Vadisinin içinde 100 gençle kamp kuracağız,


5 gün boyunca çadır yaşamını yaşayacağız,


Sonra da birlikte İtalya’ya doğru seyahat edeceğiz,


Kaç ülke gezeceğiz bilmiyorum ama kanguruyu hazırladım,


Önümde Atlas arkamda sırt çantası,


Ayşenur’un ise avuçları avuçlarımın içinde dünyanın içinde gezinmeye devam edeceğiz…


Hayallerimiz için soluk almaya ve emek vermeye devam…





14 Mart 2021 Pazar

Ömer Abi...

 Ata tohumu dahil bir çok konuda asıl konuşması gereken isimlerden biri, 


Bilgisi, birikimi ve pratiği ile tam bir hareket adamı Ömer Abi,


Asıl ben Resul Abiyi tanıyordum sonra tanıdım Ömer Abiyi,


İlk Ankara'da bir araya geldiğimizde bizim gençleri anlattığımda ortak noktada birkaç dakika birkaç solukta buluştuk,


Sonra birbirimizin cümlelerini tamamlamaya başladık,


Türkiye'nin devi üreticilerden oluşan yönetim kurulu üyeleriyle, Türkiye Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği'nin genç ve dinamik personeliyle,


Hani bizim anlattıklarımızı görmek ve gençliğin ihtiyaç ve beklentilerini dinleyerek politikalara aktarmak için,


Açılışa katılıp gidecekti normalde,


Sonra Türkiye'nin farklı şehirlerinden ve İtalya'dan gelen gençleri görünce 2 gün bizimle kaldı.


Sahneye çıktığında gençler önce biraz zorladılar ama sonra baktılar ki karşılarındaki sahadan geliyor sohbet derinleştikçe derinleşti...


Türkiye'deki birliklerin sayısı saymakla bitmez ama Ömer Abi ile bir model başlattık Türkiye'nin farklılığı gençleri tarımsal üretim ve kırsalın parçası yapmak için birlikte çalışma sürecine başladık.


Hayallerimiz ortak yolculuk esnasında bu hayallere başka kimler dahil olacak Anadolunun gençlerinin karşısına hangi projelerle çıkacağız bilmiyorum,


Ama inancım onlarca projeyle gençliğin karşısında olmaya devam edeceğiz.


Hani birilerinin engel olmasının karşısında biz inandıklarımızı bir bir gerçekleştirmeye ve hikayeler toplamaya devam ediyoruz.


Yakında belki de en büyük hayalimiz olan Gençliğin Kırsaldaki Üretimin Parçası olmasına yönelik Hikayemizi devam ettireceğimiz eğitim merkezini kuracağız.


Gelen her bir genç için birbirinden değerli hediyeleri ve sohbetini beraberinde getiren Ömer Abi gençlik seni çok sevdi.


Teşekkürler.


Başka projelerde İnşallah gençlerle buluşmaya devam edeceğiz.


13 Mart 2021 Cumartesi

Salim Amca...

 Salim Amca, 


Yaprakhisar Köprüsüne geldiğimizi sanki kameradan izliyor gibi,


Bir anda karşımızda belirdi,


61 yaşında sanki dersin ki 15lik delikanlı,


Elinde bastonu,


Yaşlılıktan değil,


Silahım benim bastonum diyor doğanın içinde,


Hem de nehre atılan çöpleri bastonuyla çekiyor kenara doğru,


3 kilometrelik alanın sorumlusu,


Sabahtan akşama,


Akşamdan sabaha,


Kar, yağmur, çamur önemli değil benim için işime baktıkça doğaya bekçilik ettikçe mutlu oluyorum diyor,


Cebinde çekirdeği her daim bulunurmuş,


Misafir olan kim olursa hemen elini cebine atıp ikram eden bir Beyefendi...


Aksaray,


KOP Bölgesindeki illerimizden biri,


Vali olarak Hamza Aydoğdu Abi atandıktan sonra KOP kadar Aksaray'ın bir parçası oldum,


Birlikte neler yapabiliriz üzerine hem çalışıyoruz,


Hem de projeler hayata geçiriyoruz,


2020 oldukça bereketliydi bizim için,


Aksaray'a vardığımızda randevu istemeye gerek duymuyoruz,


Saat kaç olursa olsun Aksaray için taş üstüne taş koyacak herkese 7/24 kapısı açık Hamza Abinin,


Valilikten öte tabuları yıkan bir yaklaşımla şehri bütünleştirmeye,


Farklılıkları bir araya getirerek Aksaray etrafında birleştirmeye çalışıyor,


Kamu kurum amirlerinin işi zor,


Çünkü beklentisi oldukça fazla herkesin sıradanlıktan uzaklaşmasını ve fark oluşturmasını bekliyor,


Kurum amirleri ve çalışanlarına ben koşuyorum Aksaray için bana yetişin diyor,


Aslında bu Milli Eğitim Bakanlığındaki Personel Genel Müdürlüğünden gelen bir eğitimci ve öğretici kültürü,


Şehre vardığımızda aradık Özel İdaredeyim gelin dedi, 


Hani özel kalemi arayıp randevu peşinde koşmuyorsunuz doğrudan iletişim köprüsü açık, 


Oturduk projeleri bir bir konuştuk, 


Şehrin Kalkınma sürecine yönelik tarımdan eğitime, turizmden sanayiye, sağlıktan kültüre neler yapılabileceği üzerine sürekli sahada insanları dinleyerek fikir alıyor, 


İnsanların beklenti ve ihtiyaçlarını aldıktan sonra dünya bakış açısı ile Aksaray'ın markalaşma sürecine katkı sunuyor, 


Kamu kurum ve kuruluşlarından ziyade vatandaşı kendisine ekip arkadaşı olarak belirlemiş, 


Vali Beyin yanından ayrılıyoruz bizim eğitmen ekibiyle istikamet Aksaray Ticaret Borsası ve Hamit Başkan oturur oturmaz Vali Beyin şehir için nasıl bir fırsat olduğunu konuşuyoruz, 


Hamit Başkan ayrı bir karakter Borsayı büyüttükçe büyütmüş, 


Kapısına gelen kimseyi boş göndermiyor, 


Yakında Türkiye'nin en iyi sucuklarını üretecek desem yeridir, 


Tarım Müdürümüzle Gençliğin Kırsaldaki üretim sürecine katılımını konuşuyoruz, 


Sonra otele yorgun bir şekilde vardıktan sonra ertesi gün sabah Kültür ve Turizm Müdürümüzle buluşuyoruz, 


Tam bir gönül insanı ile Aksaray'da Hamza Abinin öncülüğünde gerçekleştireceğimiz Türkiye'nin ilk tematik Yazarlık kampı için alanları gezdik, 


En doğru tanımlamayı sanırım Hamza Abi için Kültür Müdürümüz yaptı tam bir gönül insanı dedi. 


Aksaray her Çarşamba sosyal medyada Türkiye'de gündem oluşturarak ülkenin her kesiminden insanların dikkatini çekerken, 


Bir taraftan da Türkiye'nin adı konmamış olsa da Pilot Proje Şehri olmuş durumda... 


Aksaray bir insanın ve yöneticinin şehre nasıl bir ivme kattığı sürecini yaşıyor, 


Her gittiğimde şehirde oluşan emek yarışının içinde mutlu olarak dönüyorum, 


Yolunuz düşerse Aksaray'a mutlaka Yaprakhisar Köprüsüne bir uğrayın ve Salim Amcayı dinleyin, 


Ihlara Vadisinin içinde çayı her daim hazır olarak iki Murat'ı, 


Ve, Şeref Abiyi dinleyin... 


Size en iyi Hamza Abiyi onlar anlatacaktır, 


Salim Abiyi nasıl buluruz diye endişe etmeyin, 


Cebinde çekirdeği elinde bastonu bulacaktır sizi mutlaka... 


8 Mart 2021 Pazartesi

8 Mart...

 8 Mart,


Şiirin yüceltilenidir Kadın,


Hep ulaşılmaz olandır,


Sonsuz manalar yüklenendir,


Tarih boyunca bu hep böyle olmuştur,


Habil ile Kabil’in mücadelesindeki ilk kanın döküldüğü günde bile yüceleştirilen kadının paylaşılamaması vardır,


İnancın özünde de yaratıcı tarafından kadına verilmiş olan kutsal bir değer vardır...


Beyrutlu yazar Khalil Cibran 18 yıl boyunca görmeden kalbinde yaşattığı kadını yazdığı mektuplarıyla ölümsüzleştiriyor,


Praglı Franz Kafka Milena’ya yazdığı mektuplarla aşık olduğu kadını asırlar sonrasına taşıyor,


Salvador Dali’yi eserleriyle ölümsüzleştiren, paha biçilmez sanat eserlerinin ortaya çıkmasını sağlayan eserlerinin derinliğine gizlediği kadın ve o kadına duyduğu aşktır,


Ahmet Hamdi Tanpınar yanında olmayan kadına dair arayışlarını şiirine yansıtarak ilhamını yine kadından almıştır,


Şairlerin, edebiyatçıların dünyasına girdiğiniz vakit ölümsüzleştirenin ve kendisinden sonraki çağlara ulaşmasını sağlayanın hep kadın olduğunu görürsünüz...


21. yüzyıla geldiğimizde geceden beridir alışveriş merkezleri ve mağazalardan gelen ‘Yaşasın Kadınlar’ mesajlarıyla mail kutuları ve cep telefonlarının mesaj kutuları dolmuş durumda bu asırda şairin edebiyatçının yerini daha çok mağazalar aldı gibi...


Zamanın içinde hep derinlerde kutsallaştırılan kadının gerçek Dünya içerisindeki karşılığına baktığımızda ise korkunç bir tablo çıkıyor karşımıza,


Ne şiirdeki,


Ne edebiyattaki,


Ne de mağazalardan gelen mesajlardaki gibi durum,


Bu belki de ‘’insanerkeğinin’’ çelişkisi hayal olanın içinde ulaşılmaz olan kadını gerçek yaşamda ise geri planda tutmak ve yer vermemek için sürekli bir direniş...


İstihdam, işgücüne katılım, işsizlik, şiddet, internet kullanımı, yönetici olarak görev alma oranlarında Dünya’da hangi ülkede kadının rolü ne diye baktığımızda durum çok vahim,


Özellikle bizim bulunduğumuz coğrafyayı da kapsayan orta doğuya doğru geldiğimizde ise Bölge içerisinde yaşanan olaylarla birlikte yedi başlı masal ejderhalarından yine en çok kadınların etkilendiği görülüyor...


Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü,


159 yıllık bir geçmişi olan bir sürecin başlangıcı bugün,


Tarihler 1857 yılını gösterdiğinde, New York’ta bir tekstil fabrikasında çalışan kadınlar ‘düşük ücret, uzun çalışma süreleri ve gayri insani ortama’ karşı başkaldırmışlar... 


Kadınların ‘hak arama’ savaşı o tarihten beri sürüyor. New York’ta tekstil işçisi kadınların bir asrı aşkın bir süre önce, 8 Mart’ta attığı ilk adım, 53 yıl sonra, 1910’da Kopenhag’da toplanan ‘Uluslararası Kadın Konferansı’nda ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak ilan edilmiş. 


Ama savaşılan eşitsizlikler sona ermemiş. 


1975 yılında ise, 8 Mart’ın ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak kutlanmasını Birleşmiş Milletler de benimsemiş... 


Amerikalı tekstilci kadınların yaktığı meşalenin dünyayı sarması böyle gerçekleşmiş... 


Kadının elde etmeye çalıştığı coğrafyalar, sınırlar, şehirler, kültürler, inançlar değişse de hep aynı kendisine ait olan hakları kullanmak ve insan kelimesinin hem kadını hem de erkeği kapsadığının ‘insanerkeği’ tarafından da anlaşılmasını sağlamak...


Dünyadaki nüfusun %47,9’unu kadınlar oluşturuyor.


Adaletini tükettiğimiz bir Dünya’nın içinde adaleti kadın ve erkek eşit temelinde sağladığımız vakit eminim Dünya daha yaşanılabilir ve adil bir Dünya olacak...


İnsankadını eşitlik istiyor,


İnsanerkeği ise bunu içine sindiremiyor,


Sinmediği içinde bir tarafta yere göğe sığdırılamayan kadın diğer tarafta sığınacak yer arıyor...


Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve özünde Kadının eşitlik arayışı içerisinde bir sembol bu vesileyle tüm Kadınları Dünya Kadınlar Günündeki haklı hak arayışlarından dolayı tebrik ediyorum...

3 Mart 2021 Çarşamba

Gençlik ve Kırsal Kalkınma Hikayesine 4 gün kala teşekkürler Sıla...

 

Yeni bir yolculuk,

 

Yeni bir heyecan,

 

Zorluklara,

 

Heves kırmalara karşın vazgeçmememizin nedeni her seferinde Anadolu adlı ortak coğrafyamıza olan inancımız ve emek verme arzumuzun biraz daha karşılık bulması,

 

Son 4 gün,

 

Sonra yola çıkacaklar,

 

Bir bir varacaklar Türkiye’nin dört bir yanından ve İtalya’dan gençler,

 

KOP Gençlik Derneği, KOP İdaresi, Ulusal Ajans ve Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği ile ortaklaşa gerçekleştireceğimiz programa katılacaklar.

 

Herkes gelirken beraberinde birbirine hediye etmek için bir şeyler getirirken,

 

Sabah derneğin mail kutusunda İstanbul’dan Sıla’nın mesajı ile karşılaştım,

 

Ne ben tanıyorum Sıla’yı,

 

Ne de Sıla beni,

 

Daha tanımadan birbirimizi hikayemizin bir parçası olduğunu hissettiren bir mesajdı.

 

Tema Vakfına bir şey getiremesem de proje adına bir bağışta bulunarak 3 adet ağacın yeşermesine katkı sunan bir yaklaşım,

 

Yüzümde bir tebessüm,

 

Kim gönderdi diye gruba yazdığımda,

 

Ben, değil herkesten geldi diyen bir yaklaşım,

 

Daha gelmeden,

 

Tanımadan,

 

Birbirini tanımayan insanların “Ben” duygusunun “Bize” dönüşmesine bir kez daha şahitlik etmek,

 

Gençliğin istediği basit,

 

Farklılıklarına saygı gösterilerek bir bütün olarak görülmeleri,

 

Ve, ayrıştırılmadan memleket için bir araya gelerek emek vermelerinin sağlanması,

 

Günlerdir gençler arasındaki diyaloğa bakıyorum,

 

Gördüğüm tablo tebessüm ettiriyor,

 

Gençlik ve Kırsal Kalkınma üzerine yaklaşık 5 yıldır çalışıyoruz,

 

Birbirinden harika modellerin bugüne kadar hayata geçmesini ortaya çıkan sonuçlar doğrultusunda da destekledik,

 

Geçtiğimiz günlerde Aksaray Gülağaç’a gittiğimde kadınların birlikte üretme ve emek verme kültürüne gönül vermiş Kaymakamımızın ortaya koyduğu Aşıklı modeliyle aslında verdiğimiz emeklerin karşılık bulma sürecinin sonuçlarını yaşadım,

 

Anadolu’nun kadınları bir araya gelerek Kaymakam Elif Nur Saçal öncülüğünde hem üretiyorlar hem de gelir elde ediyorlar,

 

Gençliğin ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda ortaya çıkan sonuçlara yönelik bir taraftan çağrıya çıkıyoruz KOP İdaresi olarak ve modeller hayata geçiriyoruz,

 

Geçtiğimiz günde Ulusal Ajans’tan Alim Abi hazırladığı bir bilgi notunu ve kırsaldaki katma değerli üretime dair düşüncelerini paylaşarak meyve kurutma makineleriyle ortaya çıkabilecek tabloyu paylaştı,

 

Aynı gün Niğde’de Erasmus’a giden kişinin hikayesiyle sosyal medyada karşılaştım,

 

Bir de böyle bir hikaye oluşturmaya karar verdik,

 

Birbirini tanımayan insanların,

 

İnanarak, güvenerek, emek vererek ortaya koyduklarının sonuçlarını yaşamanın verdiği mutlulukla güne başlamak,

 

Memleket için önemli olan vazgeçmemek,

 

Birileri sana verdikleri destekle ayakta durduğunu zannetse de sen verdiğin emeklerle ve fikirlerinin arkasında durarak,

 

Ortaya koyduklarınla vazgeçmediğin müddetçe Anadolu’da üretenlerin sayısı artacak,

 

Hedefimiz mi üreten bir Anadolu coğrafyasına erişme yolunda taş üstüne taş koyanlardan olmak…

 

Sevgiyle kalın,

 

Yazıyı yazdırdığın için teşekkürler Sıla….