19 Haziran 2022 Pazar

Babamın Oğlu Atlas'ın Babası olmak... Babalar Günü Kutlu Olsun...

İlk kahramanlar babalardır,


Hani çizgi filmlerde izlediğimiz süper kahramanlar var ya hepsindeki özellikleri ilk babanda bulursun,


Şaşkınlıklarını,


Heyecanlanmalarını,


Mutluluklarını ilk babanda yaşarsın,


Yaşadığın ve doğduğun coğrafya babanla arandaki diyalog köprüsünün şekillenmesinde önemlidir.


Geleneksel kuralları sert olan bir toplumda doğduysan,


Babanın içindeki sevgi selinin önünde hep duvarlar vardır,


İçinde yaşadıklarını sana yansıtmakta sürekli etrafı düşündüğü için güçlük çeker,


Biraz daha geleneksel aile yapısını aşmış bir toplumda gözlerini açtıysan dünyaya babanın bütün heyecanlarını anlık olarak hissedersin,


Ki bunun verdiği eşsiz bir mutluluk ve özgüven duygusu vardır.


Geleneklerin ağır bastığı bir toplum yapısının içinde bütün duvarları kıran bir ailenin içinde doğdum ben,


Babamın içinden gelen bütün sevgi gösterme yaklaşımlarının her birini hissettim,


İlk bisikletiniz olarak ne hatırlıyorsunuz?


Ben, ilk bisiklet olarak babamla yere uzanıp ayaklarımızı birleştirip pedal çevirir gibi yapmayı hatırlıyorum,


Sonraki bana alınan fiziki bisikletlerin hiçbiri o kadar keyif vermedi,


Peki ya ilk oyuncak?


Benim ilk oyuncağım babamın ta kendisiydi,


Hatırlayabildiğim kadar eskiye gidiyorum,


Yere yatırıp beni gıdıklamalarını hatırlıyorum,


Hiçbir oyuncak o kadar beni güldürmedi mesela,


İlk kahramanım çizgi filmlerdeki süper kahramanlar olmadı,


Çünkü en büyük süper kahraman evin içindeydi,


Küçük bir Anadolu şehrinin içinde büyük bir dünyası olan,


Kitaplarıyla bize geniş geniş dünyalar oluşturan bir kahraman düşünün,


Gidebildiğim kadar eskiye gidiyorum,


Kırmızı karton kapaklı kitapları,


Karikatür dergileri,


Hatta Richard Bach’in Martı Jonathan kitabını okurken elinde gördüğüm o an,


Düşünün şu anda binlerce kilometre uzakta olmamın temel nedeni o an yaşadığım duygu aslında,


Yıllar sonra okuduğumda standardın dışına çıkmadan sizi bekleyenin ne olduğunu görmenin mümkün olmadığını Martı Jonathan hikayesinden öğrendim ben.


Çocukken babamın kuyumcu dükkanı vardı,


Sarı koca bir kasa ve senet sepet olmaksızın onlarca insan gelirdi emanete bırakırdı parasını,


Sonra insanlara güven vermenin ne demek olduğunu öğrendim.


Babam!


Yaşanmışlıklarını bir çoğu benim için karanlık bir gölge gibi köşede duran,


Hani yaşamın içinde verdiği mücadelenin kıymetini kendisinden çok hiç tanımadığım insanlardan dinlediğim babam!


Bir gün bir kargo şirketine gittiğimde soy ismimden kaynaklı,


Kimin oğlusun diye soran kargodaki Abinin,


Bir sandalye verip babamı bana anlatması,


Hızar lakabı olduğunu söylemesi,


O an dinlediklerimle hissettiğim gurur!


Babamın ben büyüdükçe beni bırakmayan hikayesi,


Aradan geçen yıllar!


Babamın hastanede yattığı Diyarbakır’da Dağ Kapı ciğercisine beni göndermesi oranın sahibine kendini tanıt demesi,


Adamın yanımda o gün Sevgili Mehmet Altuntaş vardı dakikalarca kitlenip bana bakması,


Bizi misafir ederek sonrasında hazırladığı paketle bizi uğurlaması,


O an yaklaşık 25 30 yıldır birbirlerini görmediklerini öğrenmem!


Babamın Bingöl Lisesine girdiği günü dinlemem,


80 Darbesi döneminde ortaya koyduğu onurlu mücadelenin bedelini öderken biriktirdiği insanlarla oluşan diyalog ve dostluk köprüsünün hiçbir şeyle örtüşmeyecek bir hikayesinin olması!


Aradan yıllar geçti Babamın Oğlu iken Atlas’ın Babası oldum!


Ve, Atlas’ın babası olarak ona bırakmak istediğim mirasın tamamını yaşanmışlıkların içinden seçiyorum!


Belki babanız yanınızda,


Belki toprağın altında,


Bilmiyorum belki de bir baba olarak evladınız toprağın atlında,


Ama en nihayetinde hepimizin gideceği yer orası olduğu için,


Daha çocukken ölümden en çok korktuğum zamanlarda Babamın bana en sevdiği Peygamberinin Canını alan Allah sırası gelince bizim de canımızı alacak derken aslında öğretisini yapmıştı bana,


Üzülmeyin dokunabildiğiniz tüm anılara dokunun,


Gidebildiğiniz kadar geriye gidin,


Ve, nasıl bir toplum yapısının içinde olursanız olun,


Çocuklarınızla asla aranıza mesafe koymayın,


Korumacı olmak yerine yönlendiren,


Şekillendiren olun!


Babanıza dünyada soluk aldığınız müddetçe anılarınıza dokunarak seni seviyorum demeyi bilin,


Sevgi sözcüğünü kalbinizden uzaklaştırdığınız da bilinç altınıza atarak bastırdığınızda anılarınızdan da uzaklaşırsınız!


Babamın Ferzendesi,


Atlas’ın Babası olmak,


Öğrendiklerini üzerine koyarak öğretmeye çalışmak,


Ve, gelece dokunulacak eşsiz bir hikaye bırakma mücadelesi vermek!


Babalar günün kutlu olsun Babam!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder