2 Haziran 2022 Perşembe

Cabir hocam

Atlas 16 aylık oldu,


Gözümün önünde büyüyor,


12 aylık olduğunda karar verdik,


Ayşenur’la birlikte Brüksel’e taşındık,


En büyük eksiğim geçtiğimiz günlerde ölüm yıl dönümünü geride bıraktığımız Cabir Dayım,


Özlüyorum,


Eksik hissediyorum,


Atlasko’nun Cabir dayımı tanımamasının eksikliğini hissediyorum,


Düşünsenize yaşamınızda sizi anlayan yönlendiren,


Geleceğinizi şekillendiren bir insan,


Ama sonrasında bir sabah uyanıyorsunuz artık olmuyor,


Özlüyorum,


Hiçbir insan evladının anlamayacağı kadar eksikliğini hissediyorum,


Mezarının başına gidip saatlerce gözyaşı dökmek ve bizi neden bu kadar erken bıraktın demek istiyorum,


En çok ihtiyacım olan zamanda neden gittin diye sorgulamak istiyorum,


Kızıyorum;


Kendime kızıyorum aynı evin için de yaşadığımız zamanlarda neden daha çok sohbet etmedik diye düşünüyorum,


Siz, hiç sürgün hayatı yaşadınız mı?


En sevdiğinizi özleyip durdunuz mu?


Hani ona dokunmak istediniz mi?


Bazen her şeyi bırakmak ömrümün tamamını mezarının başında geçirmek istiyorum.


Bir evladım var adı Atlasko ve onun senin insani ve vicdani duygularını taşımasını arzuluyorum Dayım.


Lise 1. Sınıfta sınıf da kaldığım gün hani o sokakta bana dönüp çift dikiş olsun ne olacak dediğin günü hiç unutmadım,


Kimse anlamadı beni senin anladığın kadar,


Hiç normal biri olmadım,


Olmamamın nedeni hep sendin biliyor musun Cabir Hocam,


Tek bir hayalim vardı senin gibi bir dayı olmak,


Şerefi olmayanlar izin vermedi Türkiye’de kalamadım,


Bugün tek bir yeğenim var;


Adı: Baran…


Yarın ona bir paten alacağım 27 numara hani senin bana ve kardeşim Melike’ye aldığın kahverengi ve lacivert kapşonlu LCW gibi hatırlayacak mı bilmiyorum,


Ah be Cabir Hocam,


Ölüm yıl dönümünde döndüm Facebook sayfana baktım,


Barış hoca yazmıştı seni,


Hani arabasıyla yola çıktığımız yağan yağmurla arabayı Malatya’da tesiste bırakıp otobüs ile yola devam ettiğimiz Barış Hoca,


Ah isterdim ki basit bir yaşam yaşayayım,


Basit bir yaşamla yaşamdan göçüp gideyim,


Öyle bir iz bıraktın ki hayatımda Hocam,


Ne karakterimden ödün verebiliyorum,


Ne de duruşumdan,


Ah Cabir Hocam,


Seni özlüyorum,


Koca bir sülalede o kadar dayım oldu,


Teyzem oldu,


Akrabam oldu,


Yok senin gibi bir insan tanımadım ben,


Daha ben çocukken okuduğun yeni yüzyıl gazeteleri,


Radikal gazeteleriyle,


Okuduğun kitaplarla öyle bir iz bıraktın ki bende,


Yıllarca otursam daktilonun başına kitap yazsam,


Senin bende bıraktığın hikayeyi oluşturamam,


Bugün brükselde bir yaşam kurmaya çalışıyorum ama biliyor musun ben hala senin bana verdiğin cesareti yaşatıyorum,


Çocuktum,


Ama elimde kredi kartım vardı,


Senin verdiğin öz güven ve duruş ile hikaye oluşturmaya çalışıyorum,


Çalışacağım dayım!


Benim bir oğlum var Atlasko sırf onun senin bana öğrettiğin şekilde yaşamını özgür ve kendi olarak yaşaması için çıktım binlerce kilometre geldim,


Bana öğrettiğin gibi bana ait ne varsa yaktım,


Kendim olmayı senden öğrendim,


Kendim olursam çocuğumun kendi olmasını sağlayabilirim diye düşündüm Ah be dayım,


Bu dünyadan Cabir Hoca geçti,


Ölüm yıl dönümünde yazmamak için kendimi zor tuttum adeta geçsin diye uyuttum,


Oturdum,


Rue Gillon bizim sokağın adı ağladım,


Bu gece ne varsa sakladığım,


İçime attığım döküldü içimden,


Bir gün yeniden bululacağız,

Seninle buluşana kadar söz veriyorum Briç öğreneceğim,


Çünkü biliyorum Briç oyunu seni mutlu ediyordu hani yahoo üzerinden. Açtığım her briç oyunu ile tebessüm ediyordun.


Belki bir gün Ben, Atlasko, Babam ve sen oturur Briç oynarız,


Cennette seninle buluşmak için dua ediyorum,


Nerede biteceğini bilmesem de yaşamın mücadele ile geçmesi için emek veriyorum….


Özlem ve saygıyla


Cabir Hocam…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder