21 Haziran 2022 Salı

Atlasko’nun Elini Hiç Tutmadım!

Atlasko’nun Elini Hiç Tutmadım!


Atlasko’da benim elimi tutmadı.


Hani doğduğu gün baba olmanın ötesinde Allah’a ve yaşadığım dünyaya karşı en büyük sorumluluğum merak duygusu ile dünyaya gelmiş Atlasko’nun merak duygusunun peşinden gitmesinin yolunu açmaya çalıştım.


Tam 17 aylık oldu Atlasko;


Kamplar,


Projeler,


Seyahatler,


Kitaplar,


Tematik parklar,


Otobüs, araba ve uçak ile dünyanın dört bir yanında merak duygusunun peşinden gitmesinin önünü açma çabasında oldum.


Her birimiz aslında merak duygumuz ile gönderildik dünyaya,


Şansızlığımız hastalıklı bir toplumun içinde doğduk;


Kimse kusura bakmasın korkularla dolu bir geçmişin içinde geride bıraktık çocukluğumuzu,


Darbelerle her 30 yılda bir korkuyu depreştiren toplumu baskı altına alan,


Ve, ebeveynlerin çocuklarının merak duygusunun önüne engel vuran bir toplum yapısı,


Çocuksun sokakta gezerken korku yaşar mısın?


Biz, bunların hepsini yaşayarak merak duygularımızı körelten yaklaşımları gördük.


Öyle uyaran yönlendiren yaklaşımlar samimiyetle yoktu!


Zaten gelenekçi ve kapalı bir toplum yapısı;


Kız kardeşinle bile sokağa çıkamazsın,


Her türlü pisliğin içinde olan koca koca adamlar oturur bunun dedikodusunu yaparlar!


Çocuksun hata yaparsın,


Anlatmak yerine,


Konuşmak,


Doğru göstermek yerine saçma sapan tokatlar yersin,


Merak duygun fazla ise direnç gösterir kabuğunu kırarsın,


Her şeyden uzaklaşırsın,


Değilse!


Hastalıklı toplumun hastalıklı bir çocuğu olursun!


En korkuncu da herkes hastalıklı olduğundan herkes kendisini bir süre sonra normal kabul etmeye başlar!


Çocuk; ebeveyne bir emanettir!


Onun Steve Jobs,


Bill Gates,


Elon Musk,


Ahmedi Xani,


Fatih olmasını sağlayan aile ve edindirildiği kazanımlardır.


Yapma!


Dokunma!


Çocuğun en büyük baskı sözcükleridir.


Sen kullandıkça çocuğun çekingen utangaç ve kendi içine kapanık bir ruh haline bürünür.


Korku öyle bir büyük unsurdur ki çocuğu daha çocukken tüketir!


Her sabah uyandığımda kahve makinesinde sıcak kahvemi yapıyorum sonra Atlasko geliyor ve fincana elini uzatıyor bende ona fincanı uzatıyorum,


Dokunuyor sıcaklığı hissediyor,


Sonra kahkaha atıp elini çekiyor,


Bunu her seferinde yapıyoruz,


Biliyorum ki fincan, sıcak, kahve dökülür dediğimizde Atlasko’nun merak duygusuna en büyük keti vuracağız.


Televizyonun üzerinde olduğu sehpaya bazen Ays bazen ben kuru üzüm, meyve, bisküvi koyuyoruz,


Alıyor,


Döküyor,


Her yeri kırıntılarla dolduruyor,


Sonra elektrik süpürgesini alıyorum göbeğini çekiyorum önce sonra yerleri süpürüyorum,


Merak edecek çocuk,


Yapacak,


Dağıtacak,


Kirletecek!


Sabah olacak sokağa salacağız yine bazen annesi bazen ben uzaktan bakacağız dikine dikine gidecek güvenli alanını kendi belirleyecek,


Bizden uzaklaşacak ama sınırını çizerek geri gelecek,


Çocuğun güvenli alanını siz belirlediğinizde olmuyor!


Bugün dünyada yaşanan bütün katliam, travma, olumsuzlukların sebebinin özünde ebeveynler olduğunu unutmamak gerekiyor.


O çocuk size bir emanet,


Ve, siz hani ilk defa bir bilgisayar alırsınız eve getirir kurarsınız,


Hafızaya ne yüklerseniz onu alır,


Bilgisayardan farkı siz bilgisayarı kullanmayınca içindekilerin bir anlamı kalmaz,


Çocuk ise tam tersine yüklediklerinizin üzerine merak duygusuyla gider ve geliştirmeye devam eder.


Çocuğun hayal dünyasından siz sorumlusunuz!


Sizden de anneleriniz ve babalarınız sorumluydu,


Bu geçmişe doğru bir zincir!


Rahmetle anıyorum daha ortaokul son sınıftayken Doğan Cüceloğlu’nun İçimizdeki Biz kitabını Cabir Dayımın kitaplığında görmüş,


O dönemde anlamasam da Biz kavramı zihnime yerleşmişti!


Bencil,


Şımarık,


Kendisini herkesten üstün gören,


Ben, kavramıyla yaşayan çocuğun sorumlusu da tam tersine Biz duygusuyla takım çalışmasına inanan Ben’in sınırları olduğunu Biz olduğun vakit sınırları aşan çocuğun sorumlusu da sizsiniz!


Her gün dedikodu üreten,


Birbirinin kuyusunu kazmakla meşgul,


Birbirinin koltuğunda gözü olan,


Herkesin her gece uyurken kendini başka bir koltukta hayal ettiği mevcudiyetiyle kimsenin mutlu olmadığı bir toplumun içerisinde Atlasko hastalıklı bir ruh halini yaşamasın diye bugün buradayım!


Yarın burada bunu görürsem bu sefer başka bir coğrafyadayım!


Gençler,


Genç kardeşim Atlasko bana emanet belki bugün sana da bir emanet vardır ya da gelecekte olacaktır,


O çocuğun bütün sorumluluğunun sende olduğunu ve geleceğinin tek sorumlusunun ebeveynler olarak siz olduğunuzu bilin!


Çocuklar hiçbir şeyi unutmazlar,


Sana tokat atan dayın kaç yaşına gelirsen gel senin için ötekidir,


Tam tersine İçimizdeki Biz kitabıyla seni karşılaştıran dayın ise içindedir!


Çocuklarınız tıpkı sizin unutmadığınız gibi hiçbir şeyi unutmuyorlar,


Sadece hastalıklı bir toplumun içinde kendi ruhlarını zehirliyorlar.


Hangi coğrafyada doğarsan doğ maalesef benim yaşadıklarımın bir benzeri eminim seni de buldu.


Sana örnek verirler Fatih 19 yaşında İstanbul’u fethetti biz öyle bir neslin torunlarıyız ama kaç yaşına gelirsen gel insiyatif vermezler çocuksun derler,


Çünkü oturdukları koltukları kaybetmekten korkarlar!


Hastalıklı olunca toplum maalesef bir iki nesilden biri kayıp nesil oluyor maalesef biz kayıp döneme denk gelip kaybolmamak için mücadele edenlerden olduk!


Atlasko!


Merdivenlere çıkacak,


Merdivenlerden inecek,


Düşecek kalkacak,


Ağlayacak,


Sonra kendi kendine ayakta durmayı öğrenecek.


Bebekler ağlar diyorlar ya;


Yok o öyle değilmiş ağlatan anneler ve babalarmış!


Tecrübe ederek öğrendim!


Bebekleri güldürün,


Güldürün ki ortaya bir sanat eseri çıksın ve o sanat eserinin mutluluğunu yaşayın.


Benim en büyük şansım babam, annem ve dayım oldu.


Emin olun yoksa kendini normal hisseden her günü birbirine benzeyen birbirini sürekli olarak aşağı çekmek için mücadele eden,


Ve, sonunda hep birlikte kaybeden toplumun psikolojisine girmiştim.


Bazen diyorlar olumsuz konuşma bu kadar!


Ben, öğrettiklerinizi yaşattıklarınızı daha fazla içime atmadan kalemimi özgürleştirmeyi tercih ettim.


Yazıyorum ki ey genç kardeşim,


Aynılarını sende çocuklarına yaşatma!


Bil ki yaşattıkların ve öğretilerinle nesiller yetişiyor.


Türkiye’de ekonomik kriz var!


Evet!


Bu ilk defa olmuyor bu kafayla giderse son da olmayacak!


Neden mi?


Bir düşün ve sonra yazının en başına git,


Aşağı doğru in,


Oku!


Sonra bir daha oku!


Nitelikli beyinlerin her biri gelişmiş dünya ülkelerinin daha çok gelişmesi için mücadele ediyorlar.


Sonuçta insanlığa hizmet ediyorlar!


Peki ya bizim insanımız?


Dünyanın en berbat eğitim sisteminin içinde eğitilmeden yetişen çocukların sayısı katlanarak artıyor!


Benim girdiğim sınavlar kardeşimin,


Kardeşimin girdiği sınavlar diğer kardeşimin sınavlarından farklıydı!


Sanırım çocuklarımızın sınavları da farklı olacak!


Sistem deneme yanılma olunca ortaya çıkan eser de şans eseri merak duygusunu kıran ya tutarsa diyenlerin arasından çıkıyor!


Hayal edin ve hayallerinizin peşinden gidin genç kardeşim!


Benim sorumluluğum kendim ve Atlasko,


Eşimin sorumluluğu kendi ve Atlasko,


Sizlerin sorumluluğu da kendiniz ve çocuklarınız!


Sırtınızı bir yere dayayarak kendinize dayayarak merak duygusunun peşinden gidin ki yarın sırtını dayayanlar yok olduğunda siz var olmaya devam edin!


Dün Türkiye’de,


Bugün Belçika’da,


Sonra başka bir coğrafyada en son Boran’ın tepesinde ama var olmaya devam etmek!


Okuduğunu merak etmek,


Öğrendiğini merak etmek,


Sürekli olarak derinlemesine ve peşinden gitmek bırakmamak sizi yaşamda mutlu kılarken tersi siz yok eder!


Yaş 50 60 olunca bu sefer pişmanlıklar ah keşke dinlemeseydim demeler,


İş işten geçti,


Allah sizi gönderirken dünyaya emin olun öncelikle bunun için gönderdi,


En büyük ibadet merak duygusunun peşinden gitmektir,


Merak eden aşkı yakalar,


Ve, Atlasko yarın neyi merak edeceğin planını bu gece yapıp uyurken özünde amaç tüm Atlasko’lar,


Ah işte anlamak,


Ne sen benim elimi tut,


Ne de ben senin elini tutayım,


Koş oğlum koş,


Merak duygunun peşinden giderek koş,


Durmak istediğin yerde dur,


Gitmek istediğin yere git,


Bil ki babamdan tam da öğrendiğim gibi ben ihtiyacın olduğunda dünyanın her yerinde sana yetişirim!


Herkese iyi geceler,


İyi uykular,


Sabah okuyanlara günaydın,


Uyanıkken uyuyanlara da her daim iyi uykular devam edin!


Sonra ah vah diyerek sızlanmayın!





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder