17 Eylül 2021 Cuma

2Y ve 2D Türkiye İçin

2Y ve 2D Türkiye İçin,

Yenilik,

Yenilenme,

Değişim,

Dönüşüm,

Dört önemli kavramın etrafında buluşmak zorunda Anadolu Gençleri.

Eleştiriyi siyaset üstünden yapmak,

Siyasetin aktörleri değiştiğinde çözümün geleceğine inanmak kendimizi kandırmaktan ötesine götürmez.

Milli Eğitim Bakanı değişiyor,

Ama değişim sonrasında karşıdaki hizmet edilen kitlenin ihtiyaç ve beklentileri doğru okunmadığından,

Sosyal medyada daha ay geçmeden Bakanın istifası günlerce gündem olmaya devam ediyor,

Sorunun temelinde Bakanın değil,

Sistemin olduğunu görmediğimiz müddetçe Bakanlar değişmeye devam eder,

Hizmet edilen ve eden arasındaki diyalog köprüsünü güçlendirecek 2Y ve 2D bağını kurmak gerekiyor.

Bir tarafta gerçekler,

Diğer tarafta gerçeğe karşı uygulamada olanlar,

Sizin uyguladıklarınız ve gerçekler örtüşmezse toplumsal refahı güçlendirmek ertelenen olur.

Gerçek; ülkemizde 15 – 30 yaş aralığında 20 milyon genç var,

Toplamda lisans mezunu 10 milyon üzerinde kişi var,

Şu anda ortalama 900 Bin kişi üniversiteden mezun oluyor,

Her yıl ortalama 4.5 Milyon kişi üniversite sınavına giriyor,

Peki kamuda çalışan kişi sayısı kaç tüm statüleri topladığımızda 3 Milyon 884 Bin kişi çalışıyor.

Kamuya alınan kişi sayısı ortalama 60 Bin,

Yapılan ek atamalar,

Kontenjanlar,

Sözleşmeli alımlarla maksimum 100 Bin kişi.

Yani bir defa gençliğin hafızasından kamuda istihdamı çıkarmak gerekiyor. Çünkü bu gerçekçi ve uygulanabilir bir yaklaşım değil.

Herkes üniversite okumalı algısı beklentiyi arttırıyor,

Sonrasında sahada 2 üniversite bitirdim,

3 üniversite bitirdim,

Ama işsizim ya da zincir marketlerin birinde kasiyer olarak çalışıyorum diyen,

Sisteme,

Siyasete,

Devletine karşı küskün ve kızgın olan insanlarla karşılaşıyoruz.

Kızmakta haklı çünkü önüne koyulan buydu.

Üniversiteyi bitirince kamuda iş bulmak algısı ile üniversiteyi bitirince herkes,

Hala da yönlendirme bu şekilde olunca,

İlber Hocanın dediğinin haklılık payı ortaya çıkıyor,

Afganlara ihtiyacımız var kardeşim,

Çünkü tarımsal üretimde çalışacak,

Bizi doyuracak,

Topraklarımızı işleyecek,

Hayvanlarımızı çoğaltacak,

Hayvanlarımızı sağacak insanlar bulamıyoruz.

İlber Hoca dedi diye öyle değil,

120 gençle tarım kampı yaptık,

Hayvanların arasına girdiğimizde tarıma ilgi duyan gençler bir bir kaçtılar dışarıya,

Neden çünkü alışık değil o havaya,

Erken yaşlardan itibaren alıştırmaz her bir bireyi kentlere sürükler,

Üniversite okumaya teşvik edersen,

Olacağı bu.

Üniversite okumak kötü bir şey mi?

Hayır tabi ki değil.

Ne zaman değil üniversite okurken genç gelişmiş dünya ülkelerindeki akranlarıyla rekabeti öğreniyor,

Dünyadaki iyi uygulamaları takip ediyor,

Ar-Ge ve Ür-Ge kavramının içerisine giriyor,

Alanında ihtisaslaşmış bir şekilde gelişimin ve değişimin parçası olabiliyor,

Sonrasında da hedefi salt kamuda işe girmek olmuyorsa sorun yok demektir.

Bizdeki durum peki?

Elini vicdanına koy kardeşim,

Dünyanın gelişmişlik endeksi sıralamasında kaç üniversiten var,

Bunların sıralaması nedir?

Boş ver bunu,

Kaç akademisyenin,

Hani gençlerini emanet ettiğin kaç akademisyenin kendi ihtisas alanıyla ilgili dünyanın gelişmiş ülkeleriyle rekabet halinde,

İyi uygulamaları takip ediyor,

Gündem oluşturuyor,

Ve, güncel olanla genç yetiştiriyor.

Mikro ölçekte daha birkaç hafta olmadı Milli Eğitim Bakanı değişti.

İhtiyaç ve beklentiler çözüm mü buldu?

Ya da bulacak mı?

Mesele kişilerin değişmesi değil,

Mesele zihniyetin değişmesi.

Liyakatin toplumsal tüm süreçlerde esas kılınması,

Emek veren ile vermeyenin ayırt edilmesi,

17 yaşında Türkiye’nin ilk AB Ulusal Ajans projesini gerçekleştirerek dahil olduğum sivil toplum çalışmaları,

20 yaşında Türkiye’nin en genç eğitmenlerinden biri olarak eğitim vermeye başlamam,

Sayısını bilmediğim kadar verdiğim eğitimler,

İçinde yer aldığım projeler,

Hakkımda yazılan onlarca köşe yazısı,

Ülkemizin Cumhurbaşkanının İstanbul Haliç Kongre Merkezinde beni anlatması,

Katıldığım onlarca televizyon programı,

Hakkımda çıkan yüzlerce haber,

Yaşamına girdiğim,

Dokunduğum binlerce genç yaşam,

Yazdığım 3 kitap,

Gittiğim 65 dünya ülkesi,

Topladığım yüzlere hikaye,

Koordinasyonunu gerçekleştirdiğim onlarca proje,

Geride kalan 14 yıllık kamu tecrübem,

Dönüp arkama baktığımda meselenin kişiler olmadığını çok net bir şekilde söyleyebilirim.

Kişilerin değişmesi ile değişen bir şey olmuyor,

Olmayacak,

Bizim toplumsal bir 2Y ve 2D hareketi başlatmamız gerekiyor.

Her bireyin kendi yenilik,

Yenilenme,

Değişim,

Ve, dönüşümünden sorumlu olduğu bir hikaye.

Başka türlü sorunlar derinleşmeye ve sorunlardan uzak kendini güvenceye almış,

Emeksiz bir şekilde sırf birilerine yakın olduğu için atananlarla gerçek olanın çözüme ulaşması,

Veya toplumsal refahın artmasına katkı sunması mümkün değil.

Bazen çok yüksek bir tepeye çıkmak,

Avazım çıktığı kadar bağırmak,

Kardeşim siz ne yapıyorsunuz diyesim geliyor,

Sonra diyorum ki her kulağı olan duysaydı,

Her gözü olan görseydi,

Zaten yaşadığımız dünyanın adı başka olurdu,

Dayanamıyorum,

Ve, en yüksek tepe benim için yine kağıdım ve kalemim oluyor,

Ek yüksekten yükseltiyorum sesimi,

Belki bir kişi daha kendi hikayesini şekillendirirken kendinin farkına varır diyerek,

Bırakıyorum çığlığımı boşluğa…

 

 

 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder