23 Eylül 2021 Perşembe

Sen Kendini Anla Yeter Genç Kardeşim...

 

Çocukken kar yağınca bütün mikroplar temizlenir derdi büyüklerimiz,

 

Büyüdükçe aynı inancı hep korudum,

 

Bilimsel tarafı olmasından ziyade mikropların temizlenmesi gerektiğine olan inancım hep daha baskın geldi,

 

Karlar mı az yağmaya başladı,

 

Yoksa mikropların sayısı arttı yağan kar temizlemeye mi yetmiyor bilmiyorum,

 

Çocukken bize öğretilen pak ve saf düşüncenin biz büyüdükçe karşılık bulmadığını görmek korkutuyor.

 

Şöyle bir kar yağmaya başlasa,

 

Beyaz örtü dört bir yanı sarsa,

 

Sonra sabahın ilk ışıklarıyla çocukluğumda olduğu gibi çizmeleri giysem ve başlasam karın üzerinde ilk izleri bırakmaya,

 

Sonra köşede geniş bir arazi bulunca sırt üstü bıraksam kendimi karın üzerine,

 

Tam da yere yatmışken bir aşağı bir yukarı çırpsam kollarımı,

 

Hamura şekil verir gibi karın en yumuşak haline şekil versem.

 

Sonra yürürken mahallenin çocukları olsa sokaklara bir bir çıkan,

 

Kardan adam olacak adı o şekilde konmuş çocuklar kardan adam yaparlar,

 

Kardan adam yapan çocuklara eşlik etsem,

 

Sonra kardan cephe yapan çocuklar belirse az ileride bu seferde onlara dahil olsam,

 

Çocuklarla birlikte kar toplarını cephenin ardına saklasak,

 

Kar örtüsü inceldikten sonra mahallenin tüm çocukları ile birleşsek mikasa top bulsak birimizden birine ait sonra her birimiz koştursak topun peşinde,

 

Koştukça önce paçalarımız ıslansa,

 

Sonra yere düştükçe sırılsıklam olsak ama üşümesek.

 

Çocukluğumuzun iklimi,

 

Çocukluğumuzun şehirleri,

 

Oyunları,

 

Koşturmacası,

 

Dünyası bugünden çok farklıydı.

 

Umutsuzluğun içinde umudu yeşertecek enerjiyi bazen kendimizde bulurduk,

 

Bazen ise yaşadığımız sokaklara düşen kar tanelerinde,

 

Eskinin büyükleri umutsuzluğa düşmemeyi her birimize öğretirken,

 

Şimdinin çocukları umutsuzluğa karşı hayal kurmayı bilmiyorlar,

 

Öğretmedik!

 

Öğretmediğimiz içinde mutluluğun içinde bile mutsuzlar.

 

Eskinin büyükleri kendilerinden çok çocuklarını düşünürken,

 

O düşünülen çocuklar şimdi kendilerinden başka hiçbir şey düşünmediklerinden,

 

Kar taneleri de eskisi gibi yağmadığından umutsuzluk mikrobu yayılıyor dört bir yana.

 

Yeni bir hikâye lazım Anadolu’ya,

 

Anadolu’nun çocuklarına,

 

Kendilerini düşünmekten öteye geçemeyip çocuklarını bir bir tükenmişliğe mahkûm edenlere karşı yeni bir hikâye lazım.

 

Gençlerle çalışmanın çok fazla iyi tarafı varken,

 

Bir tarafta ise umutsuzlukları dinleme,

 

Gireceği mülakatta elenme endişesi,

 

Başvurduğu yurda yerleşememe korkusu,

 

Üniversiteyi okurken nasıl geçineceğim tedirginliği,

 

Hadi her şey bitti iş bulmak nasıl olacak.

 

Korkuları, tedirginlikleri, endişeleri, ümitsizliği içinde barındıran mesajlar.

 

Çocukluğumdaki gibi kar yağsın istiyorum,

 

Saf ve pak inancımla olumsuz duyguları, korkuyu, endişeyi oluşturan tüm mikropların yok olmasını istiyorum.

 

Kar mı yağmıyor eskisi gibi,

 

Yoksa mikropların sayısı arttığı için yağan kar mı yetmiyor.

 

Endişen ve kaygının kendiliğinden geçmesini beklersen kaybedersin genç kardeşim!

 

Her zamankinden daha çok emek vermek zorundasın.

 

Bugün senden çok kendini düşünen bir üst neslin senin gençlik dönemine hükmettiğini unutmayacaksın,

 

Geleceğe dair emek verirken aynı yanlış ve hatalara düşmeyecek bir yaklaşım içinde olacaksın.

 

Yaşadığın zorlukların temel nedenini unutmadan kendini her zamankinden daha çok yetiştirmek için emek verir,

 

Dünyanın gelişmiş ülkelerindeki akranlarınla rekabet edecek inovatif bakış açısını yakalarsan,

 

Tek bir dil bilmekle yetinmeyip İngilizce’nin yanına ilave birkaç dil koymanın mücadelesini vererek gelişmiş dünyayı sana anlatıldığı şekliyle değil anladığın şekliyle takip edeceksin,

 

Girişimciliğin,

 

Emek vermenin önündeki engellerin hiçbirini görmeyeceksin,

 

İnanacaksın,

 

Doğru ve dürüst olacaksın,

 

Ne inandıklarından ne de hayal ettiklerinden vazgeçeceksin.

 

Seni anlamayanlar olacak,

 

Dünya bu kadar gelişim gösterdiyse bunun tek nedeninin anlaşılmayanlar olduğunu bileceksin.

 

Anlaşılmamak her zaman kötü bir şey değildir.

 

Anlamayanların aslında anlamamalarının temel nedeninin kendi sıradanlıkları olduğunu bileceksin.

 

Sen anlaşılmamanın vazgeçilmezliğini yaşamayacaksın Genç Kardeşim.

 

Mevsim sonbahar daha kışın gelmesine çok var demeyeceksin.

 

Gerektiğinde sonbaharda,

 

Gerektiğinde yazın sıcağında o çocukluğundaki karı zihin dünyanda yağdıracaksın,

 

Ve, ne kadar mikrop varsa temizlendiğini düşünerek yoluna devam edeceksin.

 

Bu dünyadaki asıl mücadelenin sıradanlaşan ile sıradanlaşmama mücadelesi verenlerin mücadelesi olduğunu bileceksin.

 

Sahi ya bugün kar yağsın istedim,

 

Sonra bir yağdı ki,

 

Sanki çocukluğumdaki 2 metreye varan karlar var her yerde,

 

Mahallenin çocukları mı onlar her yerde,

 

Sen yeter ki onlarında zihninde kar yağdırmak iste.

 

Mesele zihinde,

 

Seni anlasalar ne olur anlamasalar ne olur.

 

Sen kendini anladıkça unutulmaz olan sen olacaksın!

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder