Çocukken kar
yağınca bütün mikroplar temizlenir derdi büyüklerimiz,
Büyüdükçe aynı
inancı hep korudum,
Bilimsel tarafı
olmasından ziyade mikropların temizlenmesi gerektiğine olan inancım hep daha
baskın geldi,
Karlar mı az
yağmaya başladı,
Yoksa mikropların
sayısı arttı yağan kar temizlemeye mi yetmiyor bilmiyorum,
Çocukken bize
öğretilen pak ve saf düşüncenin biz büyüdükçe karşılık bulmadığını görmek korkutuyor.
Şöyle bir kar
yağmaya başlasa,
Beyaz örtü dört
bir yanı sarsa,
Sonra sabahın
ilk ışıklarıyla çocukluğumda olduğu gibi çizmeleri giysem ve başlasam karın
üzerinde ilk izleri bırakmaya,
Sonra köşede
geniş bir arazi bulunca sırt üstü bıraksam kendimi karın üzerine,
Tam da yere
yatmışken bir aşağı bir yukarı çırpsam kollarımı,
Hamura şekil
verir gibi karın en yumuşak haline şekil versem.
Sonra yürürken
mahallenin çocukları olsa sokaklara bir bir çıkan,
Kardan adam
olacak adı o şekilde konmuş çocuklar kardan adam yaparlar,
Kardan adam
yapan çocuklara eşlik etsem,
Sonra kardan
cephe yapan çocuklar belirse az ileride bu seferde onlara dahil olsam,
Çocuklarla birlikte
kar toplarını cephenin ardına saklasak,
Kar örtüsü
inceldikten sonra mahallenin tüm çocukları ile birleşsek mikasa top bulsak
birimizden birine ait sonra her birimiz koştursak topun peşinde,
Koştukça önce
paçalarımız ıslansa,
Sonra yere
düştükçe sırılsıklam olsak ama üşümesek.
Çocukluğumuzun iklimi,
Çocukluğumuzun şehirleri,
Oyunları,
Koşturmacası,
Dünyası bugünden
çok farklıydı.
Umutsuzluğun içinde
umudu yeşertecek enerjiyi bazen kendimizde bulurduk,
Bazen ise
yaşadığımız sokaklara düşen kar tanelerinde,
Eskinin büyükleri
umutsuzluğa düşmemeyi her birimize öğretirken,
Şimdinin çocukları
umutsuzluğa karşı hayal kurmayı bilmiyorlar,
Öğretmedik!
Öğretmediğimiz içinde
mutluluğun içinde bile mutsuzlar.
Eskinin büyükleri
kendilerinden çok çocuklarını düşünürken,
O düşünülen
çocuklar şimdi kendilerinden başka hiçbir şey düşünmediklerinden,
Kar taneleri de
eskisi gibi yağmadığından umutsuzluk mikrobu yayılıyor dört bir yana.
Yeni bir hikâye
lazım Anadolu’ya,
Anadolu’nun çocuklarına,
Kendilerini düşünmekten
öteye geçemeyip çocuklarını bir bir tükenmişliğe mahkûm edenlere karşı yeni bir
hikâye lazım.
Gençlerle çalışmanın
çok fazla iyi tarafı varken,
Bir tarafta ise
umutsuzlukları dinleme,
Gireceği mülakatta
elenme endişesi,
Başvurduğu yurda
yerleşememe korkusu,
Üniversiteyi okurken
nasıl geçineceğim tedirginliği,
Hadi her şey bitti
iş bulmak nasıl olacak.
Korkuları,
tedirginlikleri, endişeleri, ümitsizliği içinde barındıran mesajlar.
Çocukluğumdaki gibi
kar yağsın istiyorum,
Saf ve pak
inancımla olumsuz duyguları, korkuyu, endişeyi oluşturan tüm mikropların yok
olmasını istiyorum.
Kar mı yağmıyor
eskisi gibi,
Yoksa mikropların
sayısı arttığı için yağan kar mı yetmiyor.
Endişen ve
kaygının kendiliğinden geçmesini beklersen kaybedersin genç kardeşim!
Her zamankinden
daha çok emek vermek zorundasın.
Bugün senden
çok kendini düşünen bir üst neslin senin gençlik dönemine hükmettiğini
unutmayacaksın,
Geleceğe dair
emek verirken aynı yanlış ve hatalara düşmeyecek bir yaklaşım içinde olacaksın.
Yaşadığın zorlukların
temel nedenini unutmadan kendini her zamankinden daha çok yetiştirmek için emek
verir,
Dünyanın gelişmiş
ülkelerindeki akranlarınla rekabet edecek inovatif bakış açısını yakalarsan,
Tek bir dil
bilmekle yetinmeyip İngilizce’nin yanına ilave birkaç dil koymanın mücadelesini
vererek gelişmiş dünyayı sana anlatıldığı şekliyle değil anladığın şekliyle takip
edeceksin,
Girişimciliğin,
Emek vermenin
önündeki engellerin hiçbirini görmeyeceksin,
İnanacaksın,
Doğru ve dürüst
olacaksın,
Ne inandıklarından
ne de hayal ettiklerinden vazgeçeceksin.
Seni anlamayanlar
olacak,
Dünya bu kadar
gelişim gösterdiyse bunun tek nedeninin anlaşılmayanlar olduğunu bileceksin.
Anlaşılmamak her
zaman kötü bir şey değildir.
Anlamayanların aslında
anlamamalarının temel nedeninin kendi sıradanlıkları olduğunu bileceksin.
Sen anlaşılmamanın
vazgeçilmezliğini yaşamayacaksın Genç Kardeşim.
Mevsim sonbahar
daha kışın gelmesine çok var demeyeceksin.
Gerektiğinde sonbaharda,
Gerektiğinde yazın
sıcağında o çocukluğundaki karı zihin dünyanda yağdıracaksın,
Ve, ne kadar
mikrop varsa temizlendiğini düşünerek yoluna devam edeceksin.
Bu dünyadaki
asıl mücadelenin sıradanlaşan ile sıradanlaşmama mücadelesi verenlerin
mücadelesi olduğunu bileceksin.
Sahi ya bugün
kar yağsın istedim,
Sonra bir yağdı
ki,
Sanki çocukluğumdaki
2 metreye varan karlar var her yerde,
Mahallenin çocukları
mı onlar her yerde,
Sen yeter ki
onlarında zihninde kar yağdırmak iste.
Mesele zihinde,
Seni anlasalar
ne olur anlamasalar ne olur.
Sen kendini
anladıkça unutulmaz olan sen olacaksın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder