19 Eylül 2021 Pazar

Düşünsenize Gelecek Nesillere 82 Anayasasını Miras Bırakmışız...

Dök içinde ne varsa,

Nasıl bir Anayasa hayal ettiğini,

Anayasanın nasıl bir çerçeve çizmesi gerektiğine dair beklentilerini,

Çocukluğumuzun ilk döneminden itibaren Darbe Anayasası ile yönetiliyoruz ve değişmesi gerekiyor söylemlerine her birimiz ayrı ayrı ortak olduk.

80 darbesi ve sonrasında ortaya konan 82 Anayasası;

Anayasa ortaya konduğunda dünyada mobil düzeyde iletişim yeni başlamış ve prototip olarak ilk defa cep telefonları kullanılmaya başlamıştı,

Dünyada ilk defa yeni nesil bilmez ama devrim niteliğinde Sony Walkmanlar piyasaya çıkmıştı,

Dünyada ilk defa CD kullanılmaya 1982 yılında başlamış ve disketlerin yerini almıştı,

Windows 1.0’ın yani ilk MS-DOS tabanlı bilgisayarda paint ve not defteri kullanma imkanı veriyordu,

Bilgisayar teknolojisini evlere taşıyan IBM 5150 ile dünya tanışmıştı,

Düşünsenize bugün her birimizin elinde olan cep telefonları,

Dünyada milyarlarca insanın kullandığı Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal medya araçlarının hiçbirinin hayali kurulmamıştı,

Steve Jobs’un Apple hayalini piyasaya sürmesine 25 yıl gibi bir zaman var,

Evlerde kahverengi bir kutunun içine sığdırılmış büyük bir lüks olarak görülen 37 ekran televizyonlar varmış,

Anayasanın ortaya konduğu 82 yılından sonra olanlar,

Dünya tarihinin en hızlı teknolojik gelişim sürecini yaşıyoruz,

O kadar hızlı bir değişim ki,

Değişimin kendisi dışında değişimin tümünü takip edebilmek mümkün değil artık,

Salt Darbe Anayasayı olduğu için değil,

Toplumsal ihtiyaç ve beklentilerin karşılanması,

Çağın gereği olarak Anayasada versiyon güncellemesi ile yamalar yapmak yerine artık sürüm değişikliğine gitmek gerekiyor,

Anayasanın bir tek seçim barajı etrafında tartışılması ve başlangıcın bu şekilde yapılması heyecan uyandırmaz,

82 anayasasının ortaya konduğu yıl ile 2021 yılı arasında yıl olarak bakarsak 40 yıllık bir süre görünse de gelişmelere baktığımızda çağlar arasındaki süre kadar büyük gelişmeler var,

Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında görev yapan ve görev yapmaya aday olan her bir siyasi partinin Cumhuriyetin 100. yılına dair kutlamaları anlamlandırmak için yeni bir anayasa hazırlık sürecini birlikte çalışma kültürü ile başlatmaları gerekiyor,

Nasıl bir anayasa mı?

Kimse en başından çerçeveyi belirlememeli,

Şırnak’taki Mehmet,

Adana’daki Ezgi,

Edirne’deki Hilal,

İstanbul’daki Ali,

Aksaray’daki Buse,

Siirt’teki İbrahim,

Yozgat’taki Özlem,

Yani Anadolu’nun 7’den 70’e tüm kesimleri bir düşüncelerini ortaya koymalı,

Acaba sizin için önemli olan ile toplum için önemli olanlar aynı mı sorusu cevap bulmalı,

Bir de asıl anayasanın sahibi olacak ve onunla yaşayarak gelecek nesillere Türkiye’yi taşıyacak olan Z kuşağı nasıl bir Anayasa istiyor ve önceliklendirmesi nedir sorusuna cevap bulmak gerekiyor.

Türkiye zenginlikleriyle ve farklılıklarıyla eşsiz bir ülke,

Farklılıklarımızın yaşadığımız coğrafyaya olan aidiyet duygusunu arttırmak,

Siyaset üstü bir şekilde dünyanın gelişmiş ülkeleriyle olan rekabet sürecine kanalize olmasını sağlamak için;

Her bir bireyin kendisine daha çok ait hissettiği bir Anayasa ortaya koymak şart,

Bunu çağın gereği olarak da yapmak zorundayız,

1982 yılında yapılmış daha sonra yamalarla bugünlere kadar ülkeyi getirmiş Anayasa üzerindeki yükü taşıyamıyor artık,

Bugün nereye gidersek gidelim,

Hangi kesime sorarsak soralım,

Ortak söylem Anayasa değişmeli olduğuna göre değişimi hep birlikte getirecek iradeyi ortaya koyabiliriz.

Yeni bir yolculuk başlatıyoruz,

Hazırlıklara başladık,

Projemizi geçtiğimiz Mart ayında sunmuştuk,

Kabul olmazsa da bir şekilde finansal kaynak bulacağız,

7 ayrı coğrafi bilgemizde ayrı ayrı bölgesel çalıştaylar yaparak her kesimden gençlere ulaşarak yeni anayasaya dair beklentilerini kendilerine soracağız,

Her bir siyasi partinin gençlik kollarına da ayrı ayrı ulaşarak yeni anayasaya dair varsa bir düşünceleri bir araya getirerek toparlayacağız,

Kimin içinde ne varsa bir döksün ortaya,

Sonrasında ortaya çıkanları 81 ilden temsilci gençlerle bir araya gelerek ortak bir sonuç bildirgesine dönüştüreceğiz.

Cumhuriyetin 100. Yılını gerçek manada kutlamak için yeni bir anayasanın ve en önemlisi de aidiyet oluşturan bir anayasanın etrafında buluşmak gerekiyor.

Alışkanlıkları değiştirmek zordur,

Türkiye’nin de anayasal alışkanlıkları var,

Çağı yakalamak,

Toplumsal huzur ve refahın etrafında farklılıkların buluşmasını istiyorsak yeni bir anayasa şart.

Başlıyoruz,

İlk durağımız neresi olacak yakında duyururuz ama muhtemelen Ekim sonunda ilk çalıştayımızın duyurusuna çıkmış olacağız.

Bize ait olana her birimiz sahip çıkmak zorundayız,

Mücadelesini vermediklerimizin hesabını soramayız,

Önce mücadelemizi vererek ne istediğimizi ortaya koyalım,

Hayal edelim,

Düşünsenize Cumhuriyetin 100. Yılında hala 1982 yılının darbe anayasası ile yönetiliyoruz,

Ve, daha korkuncu bizden sonrakilere 1982 model bir anayasayı yamalaya yamalaya emanet ediyoruz.

Yok ben bu korkunç mirasa ortak olmam!

Peki ya sen?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder