30 Kasım 2019 Cumartesi

Siyah Saçlı, Mavi Pantolonlu, Bordo Tişörtlü Çocuk...


Tarih 2 Eylül 2015,

Siyah saçları,

Mavi kısa pantolonu,

Bordo tişörtüyle yatıyor öylece,

Deniz ile kumsal arasındaki ince çizginin üzerinde,

Dalgalar vuruyor yüzüne,

Cennetin dalgaları adeta okşuyor tenini,

Cennetin çocuğuyum ben uyurum diyor,

Jandarma geliyor sahile,

Batan bottan sahile vurmuş siyah saçlı çocuğu alıyor kucağına,

Kucağa bile sığmıyor,

O kadar küçük ki,

Öylece izliyoruz evlerimizden,

Ekranların başında kanal değiştirmek istemiyoruz hiçbirimiz,

Vicdanların körelmişliğini bıçakla keskin bir şekilde yarıp geçiyor,

En katı vicdanlarda bile bir acı hissettiriyor,

Aradan geçen 4 yıl,

Bir sonbahar günüydü,

Tam da sonbaharın başlangıcı,

Korkunç bir şekilde yedi başlı masal ejderhalarının etrafını sardığı siyah saçlı çocuk,

Teslim olmuştu ejderhalara,

Yerde uzanmış,

İnsanlığa doğru bakıyordu,

Beni yalnız bıraktınız,

Benim etrafımı saran masal ejderhalarına karşı beni korumadınız,

Beni masal ejderhaları yok ederken sen sadece izledin diyordu,

İzledik,

Öldüğü an siyah saçlı çocuğun durumu fark etmiş gibi yaptık,

Ama en başından itibaren şahidiydik,

En başından beri izledik,

Adım adım ölüme doğru giderken mavi pantolonlu, bordo tişörtlü çocuk biz her aşamasını izledik,

Ama oralı olmadık,

Sen,

Ben,

O,

Biz, hiçbirimiz oralı olmadık,

Ta ki o an gelinceye kadar ilk defa görmüş, ilk defa karşılaşmış gibi yaptık,

Ama sadece kendimizi kandırdık,

Hepimiz kendimizi kandırdık çünkü o korkunç ölümde avuçlarımızın içerisine bulaşmış kanla yüzleşmiş olmaktan korktuk,

Yaşatmayı emreden bir dinin çocukları olarak sustuk,

Görmedik,

Benden uzakta nasıl olsa dedik,

Aradan 5 yıl geçti neredeyse,

Siyah saçlı, mavi pantolonlu, bordo tişörtlü çocuk o sahilde yatmıyor belki,

Ama keskin bir bıçak gibi yarılmış yüreklerde yatıyor,

Suçluluk psikolojisi hissediyorsun bazen ama bununla yüzleşemiyorsun,

Korkuyorsun,

Kaçıyorsun,

Biliyorsun en nihayetinde Hak yerini bulduğu gün sen dahil bütün insanlık siyah saçlı çocukla yüzleşecek,

Ve, yüzleştiğimizde bunların hepsini o minik ama yüreği büyük çocuk bir aslan parçası gibi hepimizin yüzüne haykıracak,

O an kaçmak isteyeceğiz,

O an korkacağız,

Ama ne korkunun ne de kaçmanın faydası olacak…

Şimdi yola çıkacaklar,

Yaşadığımız coğrafyanın 81 ilinden gençler,

Bir bir Anadolu şehirlerinden Konya’ya doğru gelecekler Küresel Vatandaşlık Projesinde Küresel Vicdanı konuşacağız,

Sahilde yatan mavi pantolonlu çocuğu konuşacağız,

Ben, görmedim,

Ben, duymadım,

Ben, bilmiyorum demenin çözüm olmadığını insanlığın ortak sorunlarını ancak ortak bir sesle çözebilirizi konuşacağız,

Tarih 2 Eylül 2015’ti,

Aylan bebek sahile vurduğunda,

3 yaşındaydı,

Bugün yaşasaydı 8 yaşında olacaktı,

Belki de okula başlayacaktı,

Ama korkunç bir savaşın kurbanı oldu,

Daha korkuncu ise o savaşın hala devam ediyor olması ve insanların 3 maymunu oynaması,

Mekanın cennet olsun Aylan Bebek,

Buluşacağız,

Ve, seni yad edeceğiz,

İnançla,

Emekle daha çok Aylan bebeğin ölmemesi için bir başlangıç yapacağız…

Senin de söyleyeceklerin varsa #KüreselVicdan hashtagiyle düşüncelerini sosyal medyada paylaşabilirsin…

29 Kasım 2019 Cuma

Anadolu'dan Anadolu'ya Doğru Yola Çıkıyoruz...









Anadolu’dan Anadolu’ya doğru yola çıkıyoruz,

Bir bir gezeceğiz Anadolu şehirlerini,

Tanıdığımız,

Tanımadığımız gençlerle bir araya geleceğiz,

İlk durağımız Aralık ayı içerisinde hali hazır da hikayelerimiz için gençleri buluşturduğumuz Konya olacak,

Küresel Vatandaşlık Zirvesi,

Sonrasında Anadolu’nun tüm şehirlerinden bugüne kadar gelen ama hiçbirine karşılık veremediğimiz konferans, toplantı vb buluşmalara katılmak için Anadolu’yu dolaşacağız,

Gerçekleştirdiğimiz her proje ortalama 5000 başvuru alıyor ama biz sadece sayılı gençlerle bir araya gelebiliyoruz,

Peki ya bir araya gelemediğimiz gençler,

İşte o gençler için yola çıkacağız,

Kamu da çalışma zamanlarımızın dışında arta kalan zamanlarımızı,

Hafta sonlarımızı gençlerle buluşmak için Anadolu’nun yollarında geçireceğiz,

Her şeyi bilen insanlar değiliz,

Bilmek zorunda da değiliz,

Ama bilmediğimiz bir şey var,

Anadolu’nun gençlerinden öğreneceğimiz,

Anadolu’nun gençlerine öğreteceğimiz çok şey var,

Edindiğimiz kazanım ve tecrübeleri aktarırken,

Farklılıkların tecrübe ve kazanımlarını dinleyeceğiz,

Amacımız Türkiye gençliğini kurtarmak değil,

Öyle bir derdimizde yok,

Bunu zaten karar alıcılar ve politika belirleyiciler bütüncül bir şekilde yapmalı,

Bizim amacımız yaşamlara dokunmak,

Topladığımız hikayeleri Anadolu’nun farklı coğrafyalarına taşımak,

Ve, Anadolu’nun gençlerinin hikayelerine ortak olmak olacak,

Tam da savunduğumuz gibi en büyük kazancımız hikayelerimiz,

Ve, hikayelerimizi paylaşmak ve yeni hikayelere ortak olmak bizi daha çok zenginleştirecek,

Bulunduğunuz ilde gerçekleştirdiğiniz faaliyetleri sizde hem paylaşmak hem de faaliyetlere katılmak istiyorsanız o zaman ulaşın bize,

Tek bir beklentimiz var;

Anadolu gençlerinin yaşamına dokunmak,

Taşıma kalabalıklarla değil,

Doğrudan ben değişimin parçası olmak istiyorum,

Değişim istiyorum diyen gençlerle buluşmak,

Takvimimizi oluşturmaya başladık,

Bugün enerjimiz varken,

Yarın belki de bu kadar enerjimiz ve ömrümüz olmayacak,

Bugünden başlamak gerek,

Yarını beklemek,

Yarından umut etmek hep anlamsız geldi,

Bugün var elimizde ve bugünün en büyük gücü gençliğin farklılıklarıyla bir araya geldiği,

Paylaştığı,

Edindiği kazanım ve tecrübeleri yaygınlaştırdığı etkinliklerin sayısını arttırmamız gerekiyor,

Türkiye bizim,

Ve, bizim olan coğrafyaya her bir bireyin hem katacakları,

Hem de kazanacakları vardır,

Bizimde yaşadığımız coğrafyadan hem kazanacaklarımız,

Hem de bu coğrafyaya vereceklerimiz var,

Tam da bu yüzden belki Şırnak’tan, belki Edirne’den, belki Sinop’tan, belki de Hatay’dan başlayacağız,

Anadolu bizim olduğuna göre fark etmeksizin gitmek gerekiyor,

Bazen gece,

Bazen gündüz,

Ama inanarak sadece gitmek,

İnsan yaşamına dokunmak,

Ve, insanların hikayelerine dokunmak için gitmek gerekiyor,

Gideceğiz biz de,

2020 çok yorucu olacak belki ama değecek,

İnançla çıkılan hiçbir yolun bugüne kadar yorgunluğunu yaşamadık,

Bugün yine inançla çıkılan bir yolculuğun başlangıç günü,

Bakalım Anadolu bize ne hikayeler kazandıracak…


İyi akşamlar,

Ahmet K.



28 Kasım 2019 Perşembe

Küresel Vicdan

Küresel Vatandaşlık Zirvesi,

Küresel Vicdanı harekete geçirmek gerekiyor,

Vicdanını kaybetmiş yığınlar arasında soluk alıyoruz,

Radyonun ilk çıktığı zamanlarda insanların ajanslara kulak kesildiği,

Ajans saatinde evlerde sessizliğin hakim olduğu,

Yaşanan acılar karşısında ortak vicdanların harekete geçtiği bir süreçten,

Televizyonların çıkmasıyla adım adım normalleştirilen,

İnternet çağının gelmesiyle birlikte ise sıradanlaşmanın zirveye çıktığı,

İnsanların ilişkilerinin artması gerekirken tam tersine acılarında, üzüntülerinde, kederlerinde yalnızlaştığı bir asrın çocuklarıyız biz.

Yanı başımızda Aylan bebek sahilde öylesine yatar,

Soma’da canlar göçük altında kalır,

Emine anne intihar eder,

Yetişkin ailesi hep birlikte göçer,

Suriye’de binlerce insan ölür,

Vail kendini mezarlıkta asar,

Irak’ta çocuklar bir bir yaşamı terk eder,

Biz, unuturuz!

Küresel Vatandaşlık diyerek yola çıktık,

Ama özünde yatan Küresel Vicdan’dı,

Küresel Vicdanı harekete geçirmek,

Dilimiz, ırkımız, rengimiz, dinimiz, yaşadığımız coğrafyalar her şey farklı olsa da sırf insan olduğumuz için birbirimizin acıları karşısında birbirimizin acılarını paylaşmayı bilmeli,

Hissettiklerini hissetmeli,

Paylaşmayı yeniden hatırlamalıyız,
Ben, mutlu olmayım dedikçe birileri kendileriyle birlikte hepimizi uçuruma sürüklüyorlar,

Hiçbiri de mutlu olmuyor emin ol,

Biz, mutlu olmalıyız diyen insanların sayısının artması gerekiyor kardeşim!

Velev ki mutlu oldun,

Tek başına mutlusun,

Mutluluğunu paylaşacağın kimse yok ne yapacaksın kardeşim,

Mutluluk paylaşılmadıkça farkına varılmayan bir şey değildir,

Neden sosyal medyada sürekli paylaşım yapıyorsun biliyor musun?

Mutlu olduğunun,

Mutsuz olduğunun fark edilmesi için,

Duygularının farkına birilerinin varması için,

Yoksa paylaşım yapmanın sende biliyorsun ki özünde yatan temel mantık bu,

Hangi coğrafyadan olursan ol!

Gel, bir hikaye başlattık sende buna ortak ol,

Küresel vicdanını harekete geçir,

Senin dışındaki insanlara da kayıtsız kalma!

Biz, 17 – 20 Aralık’ta buluşacağız,

Tek amacımız var,

Küresel Vicdanın harekete geçmesine dikkat çekmek,

Bir insanın bile dikkatini çekebilirsek amacımıza ulaşacağız,

Neden bunu birlikte yapmayalım,

Sonuçta,

Dünya ne benim,

Ne senin,

Ne de onun,

Bu dünya hepimizin,

O zaman bizim olanı paylaşalım,

Belki paylaştıkça bugünkünden daha mutlu olacağız,

Kim bilir belki de bunu başarırız!

Ben ve sen,

Bir de onları yanımıza alırsak...

Yola çıktık…

Bakalım ortaya neler çıkaracağız…