Tarih 2 Eylül 2015,
Siyah saçları,
Mavi kısa pantolonu,
Bordo tişörtüyle yatıyor öylece,
Deniz ile kumsal arasındaki ince çizginin üzerinde,
Dalgalar vuruyor yüzüne,
Cennetin dalgaları adeta okşuyor tenini,
Cennetin çocuğuyum ben uyurum diyor,
Jandarma geliyor sahile,
Batan bottan sahile vurmuş siyah saçlı çocuğu alıyor
kucağına,
Kucağa bile sığmıyor,
O kadar küçük ki,
Öylece izliyoruz evlerimizden,
Ekranların başında kanal değiştirmek istemiyoruz hiçbirimiz,
Vicdanların körelmişliğini bıçakla keskin bir şekilde yarıp
geçiyor,
En katı vicdanlarda bile bir acı hissettiriyor,
Aradan geçen 4 yıl,
Bir sonbahar günüydü,
Tam da sonbaharın başlangıcı,
Korkunç bir şekilde yedi başlı masal ejderhalarının etrafını
sardığı siyah saçlı çocuk,
Teslim olmuştu ejderhalara,
Yerde uzanmış,
İnsanlığa doğru bakıyordu,
Beni yalnız bıraktınız,
Benim etrafımı saran masal ejderhalarına karşı beni
korumadınız,
Beni masal ejderhaları yok ederken sen sadece izledin
diyordu,
İzledik,
Öldüğü an siyah saçlı çocuğun durumu fark etmiş gibi yaptık,
Ama en başından itibaren şahidiydik,
En başından beri izledik,
Adım adım ölüme doğru giderken mavi pantolonlu, bordo
tişörtlü çocuk biz her aşamasını izledik,
Ama oralı olmadık,
Sen,
Ben,
O,
Biz, hiçbirimiz oralı olmadık,
Ta ki o an gelinceye kadar ilk defa görmüş, ilk defa karşılaşmış
gibi yaptık,
Ama sadece kendimizi kandırdık,
Hepimiz kendimizi kandırdık çünkü o korkunç ölümde
avuçlarımızın içerisine bulaşmış kanla yüzleşmiş olmaktan korktuk,
Yaşatmayı emreden bir dinin çocukları olarak sustuk,
Görmedik,
Benden uzakta nasıl olsa dedik,
Aradan 5 yıl geçti neredeyse,
Siyah saçlı, mavi pantolonlu, bordo tişörtlü çocuk o sahilde
yatmıyor belki,
Ama keskin bir bıçak gibi yarılmış yüreklerde yatıyor,
Suçluluk psikolojisi hissediyorsun bazen ama bununla yüzleşemiyorsun,
Korkuyorsun,
Kaçıyorsun,
Biliyorsun en nihayetinde Hak yerini bulduğu gün sen dahil
bütün insanlık siyah saçlı çocukla yüzleşecek,
Ve, yüzleştiğimizde bunların hepsini o minik ama yüreği
büyük çocuk bir aslan parçası gibi hepimizin yüzüne haykıracak,
O an kaçmak isteyeceğiz,
O an korkacağız,
Ama ne korkunun ne de kaçmanın faydası olacak…
Şimdi yola çıkacaklar,
Yaşadığımız coğrafyanın 81 ilinden gençler,
Bir bir Anadolu şehirlerinden Konya’ya doğru gelecekler
Küresel Vatandaşlık Projesinde Küresel Vicdanı konuşacağız,
Sahilde yatan mavi pantolonlu çocuğu konuşacağız,
Ben, görmedim,
Ben, duymadım,
Ben, bilmiyorum demenin çözüm olmadığını insanlığın ortak
sorunlarını ancak ortak bir sesle çözebilirizi konuşacağız,
Tarih 2 Eylül 2015’ti,
Aylan bebek sahile vurduğunda,
3 yaşındaydı,
Bugün yaşasaydı 8 yaşında olacaktı,
Belki de okula başlayacaktı,
Ama korkunç bir savaşın kurbanı oldu,
Daha korkuncu ise o savaşın hala devam ediyor olması ve
insanların 3 maymunu oynaması,
Mekanın cennet olsun Aylan Bebek,
Buluşacağız,
Ve, seni yad edeceğiz,
İnançla,
Emekle daha çok Aylan bebeğin ölmemesi için bir başlangıç
yapacağız…
Senin de söyleyeceklerin varsa #KüreselVicdan hashtagiyle
düşüncelerini sosyal medyada paylaşabilirsin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder