25 Ağustos 2022 Perşembe

Eğitim İçin Bir Fısıltı... Yöneten konuma gelenin değil yönetilenin itibarından tasarruf olmaz!

Eğitim için bir fısıltı,


Nedir eğitim?


En yalın haliyle bireyin kendisini tanıma ve yönlendirilme sürecidir.


Aileden aldığı alt yapıyla okul adı verilen yapının içerisinde bireyi alır,


Yeteneklerini ve hangi alanda zekasının geliştiğini ortaya koyar geleceğe hazırlarsınız.


Her bireyin apayrı yetenek ve özellikleri vardır,


Toplumsal kalkınma ve gelişme içinde en önemli konu bireyin kendini tanımasına katkıda bulunmaktır.


Maalesef kendini tanımadan yaşamını tüketen yığınların arasında yaşıyoruz,


Ne kendisinin,


Ne de yaşamdakinin rolünün farkında olmadan soluk alan ve aldığı solukların karşılığında sürekli olarak koşuşturan ama neden koşturduğunu dahi bilmeyen bir apartmanın çocuğu olmak.


Her soluk alan yaşıyor diye düşünmemek gerek,


Asırlık ömürler var soluk alarak geçmiş ama tek bir gün bile yaşamamış,


Toplum yapısı olarak üretime değil,


Tüketime meyilli bir şekilde yaşıyoruz!


İçimizdeki doğruları tüketmeyi,


Herkesin bize uymasını,


Uymadığı vakit ise soluk aldırmamayı bir maharet olarak görüyoruz.


Benzemeye ya da benzetmeye çalışıyoruz,


Birbirimize benzemeye çalıştıkça da ne biz ne de benzetenlerin yaşamları istediği gibi oluyor.


Adamın biri kalkıyor ve milyonlara namaz kılmayan öldürülebilir diyor,


Diğeri kalkıyor özgürlükleri kısıtlayarak gençliğin yapmak istediklerini engelliyor ve festivalleri iptal ediyor,


Diğeri kalkıyor cennete uğurluyor,


Bir diğeri kalkıyor babasının parasıyla lütuf göstermiş gibi yapılan yatırımları anlatıyor,


Bir başkası her türlü zenginliği yaşarken insanlara Peygamber dönemini anlatarak sabrı ve yetinmeyi anlatıyor,


Bir başkası din adı altında liyakatsizliklerle sistemi çökertiyor,


Öteki kalkmış babasının ya da kendisinin kazancıyla hayır işliyormuş gibi canının istediği yere istediği kaynağı aktarıyor,


Beriki kalkmış kendini cennette görmüş gibi üzerine diğerlerine tapu dağıtıyor,

 

Ve, diğerleri…


Katliamlar sadece silah teknolojileriyle olmaz,


En büyük katliam insanların birbirilerinin yaşamının içinde gezinerek müdahale etmesi, rahatsızlık vermesidir.


Yaşamadık, görmedik darbeler sürecini,


Yaşanan acıları ya dinledik, belgesellerden izledik, ya da kitaplardan okuduk,


28 Şubat’ta ise çocuktuk ama ortada bir ayrışma süreci var diye çocuk aklımızla çıktık meydanlara,


E şimdi ne oldu?


Ne değişti?


Zamanında haksızlığa uğradın diye iktidar olunca,


Veya güç sahibi olunca sana yapılanı sende başkalarına yaparak mı tatmin oluyorsun.


Hastalıklı bir ruh hali bu!


Alkol haram!


Tamam!


Ama bu dünyada neden varız bizi yaratan istese harama dokunanı cezalandıramaz mı anlık olarak!


Yaratanın yerine hüküm verme veya karar verme özgürlüğünü kim kime nasıl veriyor!


Bununla ilgili bir yetkilendirme varsa bu belgeyi görelim ona göre hareket edelim.

Gençleri boş verin gençleri çocukları dahi yaptıklarınızdan dolayı hem kendinizden uzaklaştırıyorsunuz,


Hem de kendilerinden,


En önemlisi de özlerinden.


Toplumsal gerçeklik olduğu gibi ortada duruyor,


Bunlarla hep birlikte yüzleşmediğimiz vakit çözüm odaklı bir araya gelip enerjiyi birleştirmediğimiz vakit,


Bizim çocuklarımız da yaşadıklarımızı yaşayacaklar!


Her birey kendisinden sorumlu,


Dünya öyle size anlatıldığı gibi bir yer değil,


Devlet ise kimsenin babasının malı değil!


İtibardan tasarruf olmaz mı diyorlardı?


Bu sözü çok seviyorum ama yöneten konuma gelenin değil yönetilenin itibarından tasarruf olmaz!


Düşünün iktidar yarın değişti,


Yerine gelen de tam tersi politikalarla yeni bir süreç başlattı,


Bu sefer ötekileştirenler yine yer değiştirdi,


Ötesi var mı yok!


Türkiye’nin iktidar değişimine ihtiyacı var mı yok mu bunu her bir birey kullandığı oyla belirler,


Ama iktidardan önce yaklaşım, politika ve zihniyet değişimine ihtiyacı var.


Sosyal medya iktidarlar için en büyük tehlike hiçbir şey gizli kalmıyor,


Çok hızlı bir şekilde ortaya çıkan bilgi milyonların arasında yayılıyor.


Adam öğretmen olmuş 30 yıl aradan geçmiş atanalı sistem diyor ki gel seni sınava sokacağım sonra uzman öğretmen mi olacaksın karar vereceğim!


Eğitimin sorunu uzman olan ile olmayanı ayırt etmek mi?


Yani uzman öğretmenler ayrışınca eğitimin kalitesi artacak artık her çocuk kendini tanıyarak mı mezun olacak!


Eğitim sisteminde 2+2 4 etmez,


Çünkü her bir birey birbirinden farklıdır ve aynı bilgi ve yaklaşımla üniversite sınavına kadar sürekli ezber yapan,


Pratik ve mesleki yaşamda kullanmayacağı bilgilerle zihnini dolduran birey,


Sonrasında atanma mücadelesi dışında ne verecek!


Girişimciliğini elinden almışsınız,


Kendisini tanımasına müsaade etmemişsiniz,


E sonra senin uyguladığın sistemin bir sonucu olarak sana gelip senden iş istediğinde,


KPSS diyorsun!


E orada da sorular çalınıyor,


Yetmiyor KPSS puanın tek başına yetersiz bir de ben seni mülakata alacağım,


Yani bakacağım bana yakın mısın değil misin?


Adamın cebinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kimliği var ama sen o kimliğin olabilir ama vatandaş olarak eşit değilsin diyorsun!


Toplumsal barışı, eşitliği ve adaleti sağlayıp,


Üstünlerin veya sistemi yönetenlerin hakimiyeti yaklaşımından uzaklaşmadıkça kaybedeceğiz.


İstifayı verip içinden çıkınca daha özgür ruh ile mücadele ettiklerime bakıyorum da,


Bir devletin insanlarının fakirleşmesine neden olanların tamamını görüyorum.


Yıl olmuş 2022,


Gelmişiz yolun yarısına çocukluğumuzdan beri bitmeyen kavgalarınız,


Ve, kavgaların arasında insanca bir yaşamdan uzak,


Hayal bile kuramadan sizlerin savaşlarında can verenler!


Kendinizi kandırmanızı anlıyorum da kitlelerin kandırılma oyununa alet olmasını anlamıyorum.


Biz, kimsenin babasının devletinde veya dünyasında yaşamıyoruz.


Biz, eşitlik koşulları içerisinde içimizden birilerine yetki veriyoruz,


Ve, kullan benim için yetkilerini diyoruz.


Dünyada bir tek bizde sorun yok,


Ama bırakında biraz yaratıcının en büyük verdiği özellik olan aklınız kendi düşündükleriyle hareket etsin.


Mesela Nobel Bilim Ödülleri ne zaman ve nasıl bu coğrafyadan birileri tarafından kazanılacak!


Bilimin gelişme sürecine ne tür yenilik ve kazanımlar elde ettireceğiz,


Ya da dünyadaki kullanılan teknolojik gelişmelerde ne zaman öncü olacağız,


Hani üniversitelerimizden bir tanesi ne zaman dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasında 1. Sırada yer alacak,


Ve, biz bunun gibi yüzlerce madde sıralayabilirim nasıl yapacağız!


Eğitim ve eğitim sürecinde her bir bireyin kendisini tanıyarak yetişmesi önemli.


Anne ve baba olmak,


Çocuk yapmak,


Okul yapmak, okulların sayısını arttırmak yetmiyor.


Dünyadaki en başarılı eğitim sistemlerini araştırdınız mı hiç?


Hindistan’ın Yeni Delhi şehrinde otobanın altında yani bir köprü altında eğitim gören çocukların bir resmi var Google’a bakarsanız görürsünüz.


Yoksul ve eğitime erişim zorluğu çeken çocuklar için gönüllü öğretmenler tarafından verilen eğitimle bilim dünyasına isimler kazandırılıyor.


Yani mesele en yeni binalar yapmak değil binaların içindeki değişim ve dönüşüm,


Sistem ve yaklaşımlar değişmedikçe toplumsal eşitlik ve samimiyet gelmedikçe o iktidar olmuş bu iktidar olmuş ne fark eder,


Bizden öncekilerin deneme yanılma hayatına dönen hikayeler serisine bir de biz katılacağız olacak olan bu.


Sanırım bir süre daha yazacağım,


Sonra içimdekinden uzaklaşınca ve en önemlisi öğrenmeye çalıştığım ülkenin dilini öğrendikten sonra farklı dillerde yazacağım ve üretim sürecine yoğunlaşacağım.


Bir bakın bakalım yaşadığınız hayatın ne kadarı kendinize aitti,


Ne kadarını istediğiniz gibi yaşadınız,


Kaç zaman diliminde kendiniz olabildiniz!


Bu soruya verdiğiniz cevaplarla tatmin oluyorsanız doğru yoldasınız demektir…







 

a

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder