5 Ağustos 2022 Cuma

Gittiğiniz yol Yol Değil!

Yol Yol Değil…


Gittiğiniz yol yol değil!

Koca bir apartmanın içinde birlikte yaşıyoruz,

Sizler bizler doğmadan zaten birbirinizi ayrıştırarak,

Ötekileştirerek apartmana yeterince zarar verirken dünyaya gözlerimizi açtık,

Sen, oturduğun 10. kattaki evini güzelleştirirken,

4. kattaki eline balyoz almış kolanları kırarak evini yıkmaya çalışıyor,

Bir başkası tek bir ev kendisine yetecekken koca apartman benim olsun diğerlerini nasıl alırım hesabı yapıyor,

3. katta yangın çıkmış içeriden çığlıklar yükseliyor ama kimse duymuyor,

7. katta evi su basmış ev sahibi evde olmadığından su bütün apartmana yayılıyor,

5. katta düğün varken,

2. katta intihar ettiğinden kimsenin haberi olmayan vatandaş bulunmayı bekliyor,

14. katta gözyaşı varken,

15. katta ziyafet var!

Aynı apartmanın içinde yaşıyoruz ama birbirimizi tanımıyoruz,

Ötekileştirenlerin ötekileştirmelerinin peşinden giderek mutlu olacağımızı zannediyoruz.

Hangimiz karar verebildik ki apartmanın kaçıncı katında doğacağımıza?

Karar veremediklerimizin üzerinden edilen kavgaların içinde bulduk kendimizi!

Zaten darbeleri yaşayan bir apartman bu,

Yönetim şeklini darbeci zihniyet belirlemiş,

Üzerine darbeciler gitmiş,

Biz, apartman sakinleri olarak bir araya gelerek yönetim toplantısı yapmayı aradan geçen neredeyse 40 yılda konuşamamışız,

Kendini güçlü hisseden kafasına göre sisteme müdahalelerle almış bu noktaya getirmiş,

Farkında değilsiniz!

Aynı apartmanın içindeyiz,

Ve, en önemlisi bu apartmanın içinde hepimizin çocukları yaşıyor.

Onlar bu kavgaların içinde büyüyor,

Sonrasında kavgacı psikolojiyle geleceklerini inşa etmeye çalışıyorlar.


Gittiğiniz yol yol değil!

Ey siyaset yapanlar umurumda değil kimin yönettiği,

Sadece aynı apartmanın içinde huzurlu, mutlu, dünyadaki bilim süreciyle rekabet eden, birbiriyle paylaşan, refah düzeyi yüksek, eşitlik hak ve adalet etrafında herkesin buluştuğu bir apartman hayal ettim!

Ben, Bingöllüyüm Kürdüm.

Sen, alt kat komşum Türksün,

Sen, üst kat komşum Boşnaksın,

Diğeri Zaza, Çerkez, Ermeni, Arap…

Ama biz aynı apartmanın içindeyiz.

Ben, hangi evin içinde doğduğuma karar vermedim ama o evin dilini, kültürünü, yaşama bakış şeklini, dinini öğrenmek benim en doğal hakkım,

Öğretilene sonradan karar veririm kullanıp kullanmayacağıma ama önce bir öğreneyim!

Sizin asırlık korku ve kavgalarınızdan dolayı yaşadığımız evin bile farkında olmadık!

Gittiğiniz yol yol değil!

Ben bir proje uzmanıyım,

Sen, doktorsun,

Diğeri öğretmen, avukat, hakim, elektrikçi, temizlik görevlisi, sosyolog, mühendis…

Doktor hakimlik yapamaz,

Avukat elektrikçi olamaz,

Ama sen yönetirken liyakati bir kenara bırakırsan,

Apartmandaki hastayı tedavi edecek,

Elektrik arızasını çözecek,

Su basan evdeki boruyu tamir edecek tesisatçı,

Yangın çıkan evdeki alevleri söndürecek itfaiyeci bulamazsın!

Gittiğiniz yol yol değil!

Apartmanı ben yönetmeliyim,

Benim kurallarım geçerli olmalı!

Evet, çoğunluğu sağlarsan yönetirsin.

Ama kendi istediğin gibi yönetemezsin,

Çünkü yönetici olman seni seçen ve seçmeyen herkese eşit uzaklıkta yaklaşım ve politikalar ortaya koyman zorunluluğunu beraberinde getiriyor.

Sadece benden olanlar doysun,

Gerisi aç kalsın dediğinde,

Apartmanın içinde huzuru, birlikteliği sağlayamazsın,

En önemlisi kavgayı bitiremezsin!

Gittiğiniz yol yol değil!

Zaten karanlık bir geçmişi olan apartmanın,

İçindeki korkuyla dünyaya gözlerini açmış çocuklarız,

Faili meçhuller,

Soru işaretleri,

Bilinmeyenler,

Hakimiyet kavgaları,

Birbiriyle uğraşmaktan yaşadığı apartmanın kıymetinin farkına varamamışız,

Üzerine bir de farkında olmadan aldığımız mirası daha korkunç bir şekilde çocuklarımıza miras bırakma kavgası veriyoruz.

Gittiğiniz yol yol değil!

Evet! Kaçtım!

Koşar adım kaçtım,

Çünkü apartmanın içindeyken ne kadar bağırırsam bağırayım ne duyan oldu ne de anlayan,

Oğlum 1.5 yaşındaki Atlasko’nun apartmanın içindeki mirasa ortak olmasından korktum,

Aynı kavgayı miras alarak büyümesinden,

Sırf apartmanı yönetmek için eline balyoz almış kolonları kırmaya çalışanları gördüm,

Kendi olarak özgürce karar verebileceği bir yaşam yaşaması varken,

Başkasının dayatmalarıyla kendi olamadan büyümesinden korktum!

Çocukken tek hayalim vardı şu ana haber bültenleri başladığında hani Rahmetli Birand ekrana çıktığında ilk sunduğu haberin siyasetten değil bilimden, üretimden olmasını isterdim,

Genç oldum,

Yetişkin oldum,

Sonrasında değişen olmamasından korktum!

Gittiğiniz yol yol değil!

Din ve siyaset bir arada olmaz,

Sen, dindar olabilirsin ama diğeri olmak istemeyebilir,

Apartmanda yaşayanların yaşam şekillerine karışır müdahale edersen kin ve nefreti arttırır,

İnsanların birbirinden uzaklaşmasına neden olursun!

Bırakın apartmanın çocukları kendileri karar versinler,

Nasıl yaşayacaklarına,

Nasıl olmak istediklerine,

Siz kendinize isteseniz de benzetemezsiniz,

Benzetmeye çalıştıkça birbirimizden uzaklaşıyoruz!

Ne kimsenin giydiğine,

Ne de içtiğine karışabilirsiniz her birey kendi hür iradesiyle karar verebilsin diye bu dünya hayatını yaşıyoruz,

Karıştıkça uzaklaşıyoruz!

Gittiğiniz yol yol değil!

Sen, onlardansın,

Sen, bunlardansın diyerek kimsenin evinde aç kalmasına neden olamazsınız,

Öyle oldu mu?

Çocuklarını ısıtacak odun bulamayan komşun Emine Akçay saç kurutma makinesini çalıştırarak çocuklarını ısıtırken intihar eder,

Çocuğuna harçlık veremediği için İsmail Devrim intihar eder,

Sonrasında suçlu kim olur biliyor musun?

Koca apartmanın içinde yaşayan herkes,

Çünkü birbirinizle kavga ederken yükselen çığlıkları duyamazsınız!

Bizim bir şeyci olmaya değil birlikte yaşamayı ortak değerler etrafında buluşarak, paylaşım kültürüyle öğrenmemiz gerekiyor.

Gittiğiniz yol yol değil!

Ben ne ondan oldum ne de bundan oldum,

Olmak zorunda da değilim,

Apartmanın tüm çocuklarının kahkahalarını arttırmak için ayrıştırmadan mücadele edenlerden oldum,

Hani Atsushi Miyazaki’yi bilmeyenler için,

Japonya’dan kalkıp hiç tanımadığım insanlar için mücadele edenlerden oldum,

Sonra artçı bir depremde vefat ettiyse de unutulmamak için yaşayanlardan oldum!

Bu apartman çok güzel bir apartman ama çoğunluğu ele geçirip yönetimi ele geçirenin birbirinden intikam alma arzusu taşıması,

Her seferinde apartmanın farklı katlarındaki acı ve ıstırapları arttırdı!

Bırakın kavgayı bizler sizin iktidar kavgalarınızda ölmesi gereken çocuklar değildik,

Çocukluk arkadaşlarımızı sizin kavgalarınızda kaybettik,

Yusuf ile Ersin mesela benim iki çocukluk arkadaşım,

Aynı mahallede birlikte top oynadığımız arkadaşlarım,

Çocukken yere düşen yavru kuşu kaldırmaya bile kıyamayan çocukluk arkadaşlarım öldüler,

2013 yılında yazdığım İnsan Yaşamına Dokunmak kitabında anlattım hikayelerini,

Siz onlara neci derseniz deyin onlar benim çocukluk arkadaşlarım,

Ben, ayrıştıramam diye,

Daha korkuncu ise çocukluk arkadaşlarımızı kaybettiğimiz yetmiyormuş gibi kaybetmeye devam ediyoruz,

Ve, çocuklarımıza da aynı duyguları yaşatmaya çalışıyoruz!

Gittiğiniz yol yol değil!

İsteseniz de bizi birbirimize benzetemezsiniz,

Biz farklıyız,

Annelerimize, babalarımıza,

Aynı evin içinde doğduğumuz birlikte büyüdüğümüz kardeşlerimize benzemiyoruz,

Nasıl birbirimize benzetebilirsiniz,

Bırakın herkes kendisi olsun,

Emin olun her birimiz kendimiz oldukça mutluluk rüzgarı apartmanın her katında esmeye başlayacak,

Birileri tabi ki bunu istemeyecek,

İstemediği için huzursuzluk çıkarmak için elinden geleni yapacak,

Mesele buna izin vermemek.

Rahmetli Birand bu dönemin belgeselini çekemeyecek ama belki 32. Gün ekibinden birileri ileride bu dönemi belgeselleştirecek,

Geçmişe baktığımızda nasıl kızıyorsak,

Sanırım bu gidişle bizim çocuklarımızda bize kızacak!

Sosyal medyada bir Tweet paylaştım,

Sonrasında kimisi takdir etti,

Kimisi tam tersini yaptı,

Ben, yaşadığım liyakatsizliklere,

Apartmanın baskısına,

15 yıllık kamu hayatımda her kesimden gençlerin gökkuşağının ahengi gibi ayrıştırmadan bir araya gelerek emek vermesini sağlamak için gösterdiğim çabanın ortadan kaldırılma çabasından yoruldum!

Ben, birinin çocuğu olduğum için Cumhurbaşkanı tarafından anlatılmadım,

Yıl 2013 anlatıldığım tarih,

2004 yılında ulusal gazetelerde hakkımda köşe yazıları zaten yazılmaya başlamıştı,

Onlarca kez köşe yazılarına konu oldum,

Bakanlarla televizyonlara çıktım,

Kendim çıktım,

Biliyor musunuz sırf emek verdiğim,

Çabaladığım için oldu bunlar!

Çünkü Anadolu’nun gençlerinin her birinin öyle yetenekleri var ki,

Maalesef eğitim sisteminin içinde yeteneklerimizi kaybediyoruz,

Benim en büyük şansım erken yaşlarda İzcilik yapmamdı,

Eğitim sisteminin bir parçası olmamamdı.

Gittiğiniz yol yol değil!

Bizler aynı apartmanın çocuklarının geleceğini inşa etmekten sorumluyuz,

Ayrıştırdıkça ötekileştirdikçe asla apartmanı ayakta tutamayız.

Öfkeliyim!

Çünkü kendi halimde emek vereyim bırakın benim derdim para pul değil,

Benim Atlas’a mal mülk bırakmak gibi bir derdim yok,

Oturduğu evi bile kendisinin kazanacağı bir gelecek inşa edelim zaten gerisi olur kafasındayım!

Yok izin vermediler,

Siz liyakati bir kenara bırakır ‘ben, ben, ben’ diyenleri atarsanız emek vermeden o zaman işte sistem işlemez hale gelir,

Ben, buraya parayla değil kendime olan inancımla geldim!

Lokantada çalıştım,

İnşaatta çalıştım,

Çalışacağım,

Çalışmak zorundayım,

Yeni taşındığım apartmanın dilini, kültürünü öğrenene kadar emek vermek zorundayım!

Sonra aynı dili konuştuğumuzda aynı duygular etrafında buluşarak burada da emek vermeye devam edeceğim.

Belki çok iyi projeler yapacağım,

Belki yapamayacağım bilmiyorum!

Ama istifa edip giden Ahmet’in arkasından bile tanımadan,

Bilmeden,

Neler yaşadığını öğrenmeden ayrıştırıcı dil kullanmayın,

Zaten en çok da bundan kaybediyoruz ya!

Gittiğiniz yol yol değil!

Kendi aklınızla düşünerek karar verin,

Bırakın başkalarının aklıyla düşünmeyi,

Bize bu akıl öğlesine verilmedi,

Sorgulamak, düşünmek, eleştirmek için verildi.

Belki de çok şey yaptığını zannederek hiçbir şey yapmayanlardanım,

Bilmiyorum…

Bunun kararını inandığım doğrultuda Hak verecek!

Hayal edin,

Hayal etmeden geleceği inşa edemeyiz,

Sadece kendi evimiz, apartmanımız için değil,

Yaşadığımız bütün site için aynı samimiyet ve dilekleri taşımak zorundayız,

Çünkü içimizden hiç kimse doğduğu evi,

Apartmanı belirleme hakkına sahip değildi.

O vakit işte neden bu kadar büyük kavga!

Hiçbirimiz masum değiliz!

En azından çocuklarımızın masum olmasının etrafında buluşmayı becerebilmeliyiz.

Dedim ya gittiğiniz yol yol değil.

Benim ki yol mu?

Onun yorumunu da zaten siz yapıyorsunuz!

Öyle de öleceğim,

Böyle de öleceğim,

En azından hesap gününde vereceğim cevabım olsun diye mücadele ediyorum.

Sırf bu yazıyı yazdım diye Eşim bana kızacak,

Neden yaptın diyecek,

Niye bana sormadın diyerek haklı olarak bu sürecin içine onu neden çekmiş olduğumun suçluluk duygusunu yaşarken,

Diğer taraftan apartmanın içindeki sevdiklerimi düşünerek bunu yazmış olmanın verdiği duygu…

Gittiğiniz yol yol değil!

Gittiğim yol yol mu belli değil!

Ama bir yerlerde buluşup kin ve nefret dilini birbirimize karşı bir tarafa bırakmalıyız.

En önemlisi siyaseti bizim adımıza yapanlar sizlerin asli rolü birbirimizden uzaklaştırmak değil birleştirmek,

Sen yönetmişsin o yönetmişten çok kim yönetirse yönetsin bir aynı apartmanın içinde olduğumuzu unutturmasın!

Farklıyız ve farklılıklarımızla güzeliz.

Kimin öte tarafta konumunun ne olacağını bilemezsiniz,

En çok da bu yüzden önce bir yargılamaktan insanları yüceltmekten vazgeçmek gerek,

Beni yaratan seni de yarattı,

Seni yaratan onu da yarattı,

Ben böyle inanıyorum senin nasıl inandığınla da ilgilenmiyor saygı duyuyorum,

Hepsi bu kadar eşitiz ve eşitliği sadece kendi içimizde samimiyetle paylaşmak zorundayız.

En önemlisi de bu apartmanın çocuklarının sizin kavgalarınız arasında tükenmişlik sendromu yaşayarak apartmanı terk etmesini sorgulamayın,

Siz kavgayı bırakır dinlemeye başlarsanız,

Zaten Anadolu’nun gençleri dünyanın neresinde olursa olsun gelirler ve memleketleri için emek verirler.

Ama siz kavga ettikçe hayalleri olan gençler bir bir ülkeyi terk edecekler siz Ahmet’ten haberdarsınız ama farkında değilsiniz binlercesi şu anda başka apartmanların kalkınması, güçlenmesi için emek veriyorlar.

Yazıktır!

Bu apartmanı inşa edenler her katında çimento kullanmadılar,

Damarlarındaki akan kanla duvarları ördüler,

Geçmişe bir çizgi çekmek zor,

Hadi bir günde değişelim değil mesele ama önce çocukların birbirleriyle rekabet ettiği değil gelişmiş dünya ile rekabet ettiği ve birbirine saygıyla ötekileştirmeden büyüdüğü bir coğrafya inşa ederek başlamak gerek!

Deneme yanılma yöntemleriyle,

Birbirimizle yarışarak koptuğumuz dünya başka yerde biz bambaşka bir yerdeyiz!

Tüketen değil üreten bir apartman için emek vermek gerek!

Çok uzattım biliyorum,

Okuduğunuz için teşekkür ederken,

Zamanınızı aldığım içinde kusura bakmayın!

Gittiğiniz yol yol değil!

Gittiğim yol yol mu bilmiyorum!


2 yorum:

  1. Tweetinizi okurken Hüzün duymuştum, bir o kadar da bu haklı isyanınızı kısacık ama en çarpıcı haliyle dile getirmenizdeki özgüven ve rest çeker gibi görünen, oysa hak ettiğini alamamış herkesin ortak öfkesiydi söyledikleriniz...
    "Yol"unuzun çok güzel yere götürmesini diledim içtenlikle... sizi ve bu serüvende size eşlik eden yoldaşınız cesur eşinizi ve kısmeti ile sizin gibi bir aileyi seçtiği için sevgili Atlas'i hayallerine götürsün diye diledim...
    Sonra yazılan edepsiz ve hadsiz yorumları gördüm, birkaçının profillerine dönüp bakayım dedim: görünür bir üretim sürecinde olmayan, hayata bir katma değer yaratıp yaratmadiklarina dair hiçbir önerme ve mesajları olmayan yumurta kafalar... Güzel canınızı ne diye sıkıyorsunuz? Böyle yorumlara kıymet vermek, bu tip sosyal mecralarda "değer" artışı sağlıyor ne yazık ki: henüz Twitter, Facebook ve Instagram kantitatif vitrininize bakıyor, kalitatif değerleme kriterleri üzerine bir "kıymet takdiri" projelendirirsek sizinle birlikte, belki apartman da, site de
    güzelleşir, kimbilir:) belki buradan da bir yol çıkar👍🏽

    Bu apartmanda bir süredir çoğaldılar maalesef: bu toplumun en kıymetli değerliydi ar etmek, mahcubiyet... Unutuldu sanki... Ama yok, enseyi karartmayalım, bakın siz varsınız ve daha ne özel ve güzel ruhlu insanlar var bu coğrafyada... Birbirimizin can suyu olup mücadeleye devam...
    Belçika, Avrupa Birliği'nin, komisyonun merkezi ve kısa zamanda doğru yer ve zamanda harika projelerinize devam edeceğinize inanmak istiyorum.
    Güzel anılar ve insanlar biriktirin orada, bunları paylaşabilirsiniz tüm hikayelerinden en kısa sürede haberdar olmak dileğiyle, sevgiler

    YanıtlaSil